Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/3914 E. 2019/7449 K. 02.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3914
KARAR NO : 2019/7449
KARAR TARİHİ : 02.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, hakaret
HÜKÜM : Sanık hakkında TCK’nın 157/1, 62/1, 52, 53, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık hakkında TCK’nın 125/1, 62, 53, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık ve hakeret suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ve vekalet ücreti ile sınırlı olarak katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın hükmün verildiği sırada farklı yargı çevresinde bulunan ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olması ve bozma ilamı öncesi ile sonrasında savunmasının alınması yanı sıra bozma ilamının lehine olması nedeniyle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun’un 326/2. maddesi gereğince gıyabında dahi hüküm verilebileceğinin anlaşılması hususları birlikte değerlendirildiğinde; savunma hakkının kısıtlanmasından söz edilemeyeceğinden, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan ve dairemizin uzlaştırma işlemine dair bozması neticesinde usulüne uygun uzlaşma teklifine rağmen tarafların uzlaşamadığı belirlenerek yapılan incelemede ;
Sanığın; katılanlar … ve…’e ait aracı satış vekaleti karşılığında peşin olarak alacağı intibaı uyandırıp katılanlardan hileli şekilde bu vekaletnameyi alarak az miktarda ön para verdiği ve sonrasında kalan parayı göndermediği gibi, katılan …’a tanıkların beyanları ile de sabit şekilde sinkaflı sözlerle küfrettiği, ayrıca ele geçirilen vekaletname yoluyla aracı, evrakı tefrik edilen suça sürüklenen çocuk … …’ya sattığı, onun da aracı katılan …’a sattığı ve sanığın atılı suçları işlediği iddia ve kabul edilen olayda ;sanığın çelişkili ve tevilli ikrar içeren savunmaları , katılan ve tanık beyanları, oluş ve tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı suçları işlediği sabit olduğundan mahkemenin mahkumiyet hükmüne dair kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın vekilinin ve sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun’un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “Katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 2.725 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesi” fıkrasının eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.