Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/3247 E. 2019/5558 K. 14.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3247
KARAR NO : 2019/5558
KARAR TARİHİ : 14.05.2019

Basit dolandırıcılık suçundan sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 2.400,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Gölhisar Asliye Ceza Mahkemesinin 18/11/2015 tarihli ve 2014/27 esas, 2015/489 sayılı kararının infazı sırasında, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle sanığın anılan kanun hükmünden yararlanması talebinin reddine ilişkin Gölhisar Asliye Ceza Mahkemesinin 17/01/2018 tarihli ve 2014/27 esas, 2015/489 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin 06/03/2018 tarihli ve 2018/265 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/03/2019 gün ve 94660652-105-15-9663-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/04/2019 gün ve 2019/35255 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 4 ve 5. maddelerinde yer alan “…Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır. Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır”…Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur…” şeklindeki, Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 29/7. maddesinde yer alan, “Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.” şeklindeki, 5271 sayılı Kanun’un 253/15. Maddesinde yer alan “Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir.” şeklindeki, 254. maddesinde yer alan “254. maddesinde yer alan; “(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.” şeklindeki ve aynı Kanun’un 255. maddesinde yer alan “Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, taraflara teklif yapmak üzere çağrı yapan uzlaştırmacının, bu çağrının kabul edilmesi üzerine ilgilisine uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçlarını anlatarak teklifte bulunması, taraflarca teklifin kabul edilmesi durumunda uzlaşma müzakerelerini başlatması ve müzakere esnasında uzlaşma sağlanamaması halinde ise uzlaşmanın ne şekilde sağlanamadığına ilişkin rapor tanzim ederek uzlaştırma bürosuna sunması, kovuşturma aşamasına geçildikten sonra gerçekleşen uzlaşmalarda, edimin yerine getirilmesi ileri tarihe bırakılır ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi, uzlaşma raporunun da mahkeme tarafından onaylanması gerektiği;
Dosya kapsamına göre somut olayda, uzlaştırmacının katılan ile telefon ile irtibata geçerek uzlaşma teklifi yapmak üzere çağrıda bulunduğu, katılanın teklif için çağrı aşamasında 10.000,00 Türk lirasının ödenmesi şartıyla uzlaşacağını beyan etmesi üzerine uzlaştırmacı tarafından bu beyanın sanık … ile diğer sanık …’a iletildiği, daha sonra katılan ile tekrar görüşen uzlaştırmacıya katılanın, sanık …’in yakınları tarafından 5.000,00 Türk lirasının hazır edildiğini söylediği ancak ilerleyen aşamada katılan tarafından uzlaşma teklif forumunun “kabul etmiyorum” bölümü işaretlenip, paranın ödenmemesinden dolayı uzlaşmayı kabul etmediği hususu da yazılıp imzalandığı ve sanıklar tarafından 10.000,00 Türk lirası ödeme yapılmadığından bahisle uzlaştırmanın gerçekleşmediğine dair 12/12/2017 tarihli rapor tanzim edildiği anlaşılmış ise de; esasen katılanın belirli bir vadede ödenmesi şartıyla edimli olarak uzlaştırma teklifini kabul ettiği, sanıkların da istenilen bedeli ileri bir tarih de ödemeyi kabul ettikleri, öyle ise uzlaştırmacı tarafından öncelikle katılan ile sanıklara edimli olarak uzlaşmayı kabul ettiklerine dair uzlaşma teklif formunun bizzat veya açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla imzalatılması, buna göre rapor tanzim edilmesi ve raporun da mahkemece onaylanarak edim tarihine kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmediği, dolayısıyla uzlaştırma sürecinin usulüne uygun yapılmadığı; diğer taraftan birden çok sanık olsa dahi yalnızca uzlaşan sanığın uzlaşmadan yararlanabileceği dikkate alınıp, sanık …’in yakınlarının parayı hazır ettiğine yönelik katılan beyanından sonra adı geçen sanık ile katılan arasındaki uzlaştırma sürecinin ayrıca yapılmasının da sanık lehine ve usul ekonomisine de uygun olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamındaki delillere göre; katılana paranın 12/12/2017 tarihinde ödenmesi taahhüdünde bulunulduğu ve uzlaştırma sürecinden hükümlünün ve diğer hükümlülerin haberdar olduğu, uzlaşmayı ve para ödemeyi kabul ettikleri halde bahsedilen tarihte ödeme yapılmaması nedeniyle katılanın uzlaşmak istemediğini belirtmesi nedeniyle uzlaşma işleminin yapılamadan sonlandırıldığı , tutanaklara göre ödeme süreci konusunda bu şekilde anlaşıldığı belirlendiğinden itirazın reddi yönündeki kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin 06/03/2018 tarihli ve 2018/265 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 14/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.