Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2019/13833 E. 2019/15347 K. 23.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/13833
KARAR NO : 2019/15347
KARAR TARİHİ : 23.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 152/2, 43, 62, 52, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulması sonucu itiraz mercii tarafından itirazın reddine karar verilmiş ve bu karara karşı da herhangi bir şekilde temyiz yasa yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla, katılanlar vekilinin temyiz talebinin, sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen hükümle sınırlı olduğu ve 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesindeki “uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suç ile birlikte işlenmesi halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun uzlaşma kapsamı dışında olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
Sanığın, katılan firmada satış temsilcisi olarak çalıştığı, firma adına para tahsilatı yapma yetkisinin gereği olarak firmaya teslim edilmek üzere tahsil ettiği paraları firmaya teslim etmemek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından, atılı suçun sübut bulduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanlar vekilinin ve sanık müdafiinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1136 sayılı Kanun’un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 14. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi halinde kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmına “Katılanlar kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılanlara verilmesine” fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.