Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/9215 E. 2020/3504 K. 09.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/9215
KARAR NO : 2020/3504
KARAR TARİHİ : 09.03.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK 157/1, 52, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay’dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK’un 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, hüküm fıkrasında kanun yoluna başvuru süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması karşısında; sanığın yedi günlük yasal süresi geçtikten sonra yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda dosyanın uzlaştırma bürosu gönderildiği, ancak; uzlaştırmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Katılanın suç tarihinden 15 gün kadar önce Salihli Devlet Hastanesine tedavi amaçlı yatışının yapıldığı, suç tarihinde saat 20.00 sıralarında hava almak amacıyla hastanenin bahçesine çıktığı, sanığın katılanın yanına giderek nereli olduğunu sorduğu, katılanın “Sarıgöllüyüm” demesi üzerine sanığın “Hemşeriyiz” dediği ve katılanı çay bahçesine götürdüğü, burada sohbet ettikleri sırada sanığın cep telefonunun çaldığı, telefonla konuştuktan sonra “Babama acil kan pompası lazım gitmem gerekiyor” dediği, daha sonra cebinden 350 TL çıkardığı ve katılana “Kan pompası acil lazım bana borç para verir misin” dediği, katılanın sorması üzerine babasının Çanakçı köyünden … olduğunu söylediği, katılanın da bu kişiyi tanımasından dolayı 1.000 TL parayı sanığa verdiği, sonra sanığın oradan ayrıldığı, daha sonra tanık …’in katılanın yanına giderek para verdiği şahsın kim olduğunu sorduğu ve bu şahsın kendisinden de para istediğini söylediği, bunun üzerine katılanın köyü arayıp … isimli kişiyi sordurduğunda …’nin bağ suladığını ve hasta olmadığını öğrendiği ve sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamından, sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın tekerrüre esas alınan İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/223 Esas-2014/794 Karar sayılı ilâmına konu dolandırıcılık suçunun 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılıp tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın uzlaşma talebine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 09/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.