Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/8887 E. 2019/7711 K. 09.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8887
KARAR NO : 2019/7711
KARAR TARİHİ : 09.07.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1- Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, TCK’nın 155/2, 43/1, 52/2 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- Sanık hakkında katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan,TCK’nun 158/1-h, 52/2, ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3- Sanık hakkında katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan,TCK’nun 158/1-h, 52/2, ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık … müdafisi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında verilen adli para cezalarının takside bağlanmasına ilişkin hükümde, uygulama maddesi olan 5237 sayılı TCK’nın 52/4 maddesinin gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilir maddi hatalar olarak görülmüş; ayrıca birleşen Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/15 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak, 19/11/2014 tarihli hükümde, sanığın katılan …’e yönelik eylemi ana dosyadaki eylemi ile birlikte bütün halinde zincirleme şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu içinde kaldığı kabul edilerek mahkumiyet hükmü verilmiş olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
Sanık …’in, 07.06.2006 tarihinde katılan … şirketi ile acentelik sözleşmesi imzaladığı ve katılan şirket acentesi olarak faaliyet gösterdiği, temyiz kapsamı dışında bulunan sanık …’in ise sanığa bağlı olarak Mersin ilinde çalıştığı, sanığın acentelik faaliyeti icra ettiği süre zarfında bir kısım müşterilerden tahsil etmiş olduğu paraları süresinde katılan şirkete intikal ettirmediğinden, acentelik sözleşmesinin 29/03/2007 tarihinde askıya alındığı, 17/04/2007 tarihinde ise feshedildiği, sanığın fesih tarihinden sonra da acentelik faaliyetlerine devam ettiği, bu kapsamda sanık …’in katılanlar… ve …’i; temyiz dışı sanık …’in ise katılan …’u yüksek kazanç getirisi olan hayat sigortası yapacağına ikna edip, başvuru formu düzenleyerek katılanlara belge imzalattırdıkları, katılan …’un 12.07.2006 – 13.07.2006 ve 09.10.2006 tarihlerinde sanığın Antalya Vakıfbank’ta bulunan hesabına 17.500 TL, 4.664 TL ve 24.000 TL para yatırdığı; katılan …’in 28.05.2007 tarihinde 40.000 ABD doları, 08.06.2007 tarihinde 15.000 TL ve 29.06.2007 tarihinde de 6000 TL parayı sanığa verdiği; katılan …’in ise 17.500 TL parayı sanığın Denizbank Antalya … Şubesi nezdindeki hesabına 16.03.2007 tarihinde havale ettiği; ancak sanık tarafından katılanlar …adına hiç sigorta başvurusunun yapılmadığı, katılan … adına ise sigorta başvurusunun yapıldığı; fakat alınan paranın sigorta şirketine gönderilmediği için poliçenin düzenlenmediğinin belirlendiği, ayrıca sanığın sözleşme devam ederken birden çok kişiden bu şekilde aldığı paraları katılan … şirketine göndermediği, bu surette sanığın katılanlar … ile ….’e karşı nitelikli dolandırıcılık, katılan … ve katılan …’e yönelik hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
1-Sanık hakkında katılanlar … ile…Sigorta A.Ş.’ye yönelik hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanığın suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunmaları, temyiz kapsamı dışında bulunan diğer sanık savunmaları, katılan beyanları, acentelik sözleşmesi, banka dekontları ve tüm dosya kapsamından sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık hakkında katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanığın, katılan şirketin yetkili acentesi olarak faaliyet gösterdiği dönemde, sigorta yapılması için katılan …’tan katılan şirket adına tahsil ettiği paraları teslim etmeyerek kendisine mal edindiği şeklinde gerçekleşen eyleminin, dolandırıcılık suçunun hile unsuru gerçekleşmediğinden dolayı TCK’nin 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 09/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.