YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8617
KARAR NO : 2019/30
KARAR TARİHİ : 28.01.2019
Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçlarından şüpheliler … ve meçhul şüpheli haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda dosyanın Pınarbaşı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığının 08.02.2018 tarih ve 2018/218-30 sayılı yetkisizlik kararını müteakip, bu kez suç yeri bakımından dosyanın Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ilişkin Pınarbaşı Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19.03.2018 tarih ve 2018/189-28 sayılı yetkisizlik kararı üzerine, Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığının yetkisizlik kararının kaldırılmasına dair mercii Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2018 tarih ve 2018/297 değişik iş sayılı kararı aleyhine, yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24.09.2018 gün ve 94660652-105-35-9550-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2018 tarih ve 2018/78954 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Gelişen bankacılık teknolojisi ile para transfer işlemlerinin değişmesi karşısında, paranın sanığın tasarrufuna ne zaman ve nerde geçtiği dolayısıyla menfaatin nerede temin edildiği hususunun her somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiği düşünülerek yapılan incelemede,
Somut soruşturma dosyasına konu olayda, müştekinin kendisini … olarak tanıtan bir şahıs tarafından arandığını, önceden çekmiş olduğu kredilere ait dosya masraf ve birikmiş faizlerin tarafına ödeneceğini söylediği, müştekiye ait bankamatik kartının numarasının ve güvenlik kodunun şüpheli tarafından istenilmesi üzerine, müştekinin anılan bilgileri ve cep telefonuna gelen kısa mesajdaki bilgileri karşı taraftaki kişi ile paylaştığı, müştekinin hesabından 2.100,00 Türk lirası tutarında şüphelinin hesabına havale ile aktarıldığı,
Müştekinin Seferihisar’da bulunan hesabından şüphelinin Pınarbaşı’nda bulunan hesabına havale işlemi ile 2.100,00 Türk lirası tutarında para gönderildiği, daha sonra müştekinin şikayeti üzerine banka tarafından gönderilen para üzerine bloke konulduğu, şüphelinin hesabına paranın yatırılmasıyla birlikte artık anılan paranın çekilip çekilmediği veya nereden çekildiği hususlarının bu aşamada bir önem taşımadığı; her ne kadar benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 12.10.2015 tarih ve 2015/14021-29798 karar sayılı ilamında “…dolandırıcılık suçunun, iradesi fesada uğratılan kişinin yatırmış olduğu paranın fail tarafından çekildiği anda tamamlanacak olması nedeniyle suç yerinin de menfaatin temin edileceği yer olacağından hareketle…” şeklinde belirtilmiş ise de, menfaatin temin edilmesi kavramının her somut olaya göre değişebileceği düşünüldüğünden, olayımızda menfaatin temin edildiği yerin paranın şüphelinin hesabına geçtiği yer olduğu nazara alındığında, suçun işlendiği yerin Ziraat Bankası Pınarbaşı Şubesi olduğu ve suç yerinin Pınarbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının yargı çevresinde kaldığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesinin 24.05.2018 tarih ve 2018/297 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 28.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.