Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/8395 E. 2018/9586 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8395
KARAR NO : 2018/9586
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Dolandırıcılık suçundan şüpheliler … ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda… Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31.01.2017 tarih ve 2016/171572-2017/11083 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii ….. 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07.03.2017 tarih ve 2017/957 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25.10.2018 gün ve 94660652-105-34-1430-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2018 gün ve 2018/89010 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Her ne kadar ….. Cumhuriyet Başsavcılığınca olaydaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de; somut olayda, müştekinin topraktan daire satımına ilişkin yazılı sözleşme ile şüphelilere 95.000 Türk lirası ödeme yapıp, kendisine 95.000 Türk lirası bono verildiğini, kendisine tahsis edilen dairenin üçüncü kişilere satıldığını, parasının iade edilmediğini beyan etmesi ve şüphelilerden…. ‘ın 19.11.2011 tarihli sözleşmede imzasının bulunması ve kendisinin müştekiyi tanımadığına ilişkin ifadesi karşısında, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu yönde bir araştırma yapılmadığı görülmekle, bahse konu 19.11.2011 ve 25.05.2015 tarihli sözleşmelerin asıllarının temin edilmesi, şüphelilerin imzaları ve yazı örnekleri ile gerekli karşılaştırmanın yapılması, sözleşmede adı geçen ve haberleri olmadığı iddia edilen ilgililerinin de beyan ve gereğinde imza ile yazı örneklerinin alınması, yine ilgili kişilerin suç tarihinden önceki resmî kurumlardan temin edilecek imza ve yazı örnekleri ile birlikte huzurda alınan yazı ve imza örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak anılan sözleşmelerdeki imzaların müşteki şirkete veya şüphelilere ait olup olmadığının tespitinin yapılmasından sonra, gerektiğinde etkili bir kolluk araştırması ile iddia konusu hususta her türlü yasal delil araştırıldıktan sonra şüphelilerin hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair

karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, ….. 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07.03.2017 tarih ve 2017/957 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.