Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/8389 E. 2018/9588 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8389
KARAR NO : 2018/9588
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 141/1, 62/1 (iki kez), 50/1-a (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri gereğince 6.000,00 Türk lirası (iki kez) ve 80 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair …. 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.03.2018 tarih ve 2014/146-2018/177 sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.10.2018 gün ve 94660652-105-34-8714-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2018 gün ve 2018/88052 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın, “Olay tarihinde …müştekilerden …’un işlettiği kuaför dükkanında çalışan müşteki …. ‘ye 600 Dolar para vererek döviz bürosuna gönderdiği, bu esnada yolda olan müşteki …. ‘nin yanına gelen bir şahsın kendisini diğer müştekinin gönderdiğini söylediği, “1.800 TL vereceğim fişle yatıracak” diyerek 600 Dolar parayı vermesini istediği, müşteki …. un hileli hareketler sonucu 600 Doları verdiği akabinde diğer müştekinin telefonla aradığı, müşteki …. ‘un yanına gelen şahsın telefonu alarak konuşur gibi yaptığı, olay yerinde uzaklaştığı, şüphelinin bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği” şeklinde düzenlenen iddianame ile dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından açılan kamu davasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda mahkûmiyetine karar verildiği,
Suça konu katılan…. a ait cep telefonunun, sanık tarafından soruşturma esnasında, kendi rızası ile getirilerek teslim edildiğinin …. Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 31.07.2013 tarih ve 2013/56 sayılı tutanaktan anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 168. maddesinde yer alan, ” (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (Mülga ibare: 02.07.2012-6352 S.K./84.md.) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.” şeklindeki düzenleme gereğince sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 168/1. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şikâyetçilerden …. in, çalışanı olan…. ‘ye 600 Dolar para vererek döviz bürosuna gönderdiği, bu esnada sanığın yolda yürüyen şikâyetçi …. un yanına yaklaşarak, “Senin ustan” diyerek söze başlaması üzerine “…. abi mi” diyen mağdura evet dedikten sonra “ona 1.800,00 TL vereceğim fişle yatıracak” diyerek şikâyetçinin kendisine 600 Doları vermesini sağladığı, ardından şikâyetçi Yunus’a ait telefonu isteyerek patronuyla konuşur gibi yaptıktan sonra olay yerinden uzaklaştığının iddia edildiği olayda; sanığın eylemleri arasında bir kesintinin bulunmaması ve hilenin yalnızca mağdur…. ’a yöneltilmiş olması ile paranın sorumluluğunun şikayetçi …. ta bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın hileli yollarla para ve telefonu aynı anda ele geçirdiği anlaşıldığından, eyleminin kül halinde dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, eylemin bölünmezliği ilkesine aykırı olacak şekilde dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması yönünden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.