Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/8347 E. 2018/9596 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8347
KARAR NO : 2018/9596
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda ….Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07.12.2017 tarih ve 2017/4913-60395 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii ….1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20.03.2018 tarih ve 2018/1961 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25.10.2018 gün ve 94660652-105-34-6773-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2018 gün ve 2018/87863 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, şüpheli ile müştekilerin babası Servet Yıldırır arasında …. ilçesinde bulunan taşınmaz için 01.04.2009 tarihinde 10 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığı, şüphelinin kiraya veren; …. ‘ın ise kiracı sıfatını haiz olduğu, …. ‘ın 08.04.2016 tarihinde geçirmiş olduğu bir kaza nedeniyle yatağa bağımlı hâle geldiği ve 30.06.2016 günü vefat ettiğinin belirtildiği, …. ‘ın mirasçıları olan müştekilerin vekili aracığıyla yapmış oldukları şikâyet dilekçesinde özetle, müştekilerin babası olan adı geçen miras bırakan ile şüpheli arasında bahse konu kira sözleşmesinin imzalanması esnasında 10 yıllık kira bedelinin şüpheliye peşin olarak ödendiğini, ancak babalarının vefatı sonrasında şüphelinin müştekilerin ticari konulardaki bilgisizliğinden faydalanarak onları mağdur ettiğini, bu bağlamda şüphelinin adı geçen miras bırakanın bilgisi ve rızası olmaksızın onun adına ve imzasını taklit ederek 18.03.2016 ve 27.05.2016 tarihli adı yazılı belgeleri tanzim ettiğini, şüphelinin adı geçen belgeleri kullanmak suretiyle müşteki mirasçılar aleyhine icra takipleri başlattığını, miras bırakanın yatalak ve ellerini kullanamaz halde olması nedeniyle bu belgeleri imzalamasının söz konusu olamayacağını, bununla birlikte her iki belge de miras bırakanın adının yanlış şekilde …. ” olarak yazıldığını belirterek şikâyetçi olunması üzerine, ….Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma evresi sonucunda atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, sahte olarak oluşturulduğu iddia edilen 18.03.2016 ve 27.05.2016 tarihli belgelerin kullanılması suretiyle şüpheli tarafından müştekiler hakkında yapılan icra takiplerine karşı yapılan itirazlar üzerine ilgili takiplerin durmasını müteakip taraflar arasında hukuk mahkemelerinde açılan davaların derdest olması ve bahse konu 2 adet belge üzerinde yapılan imza incelemesinin yeterli olmadığının iddia edilmesi karşısında, ….2. İcra Dairesinin 2016/19251 esas, ….4. İcra Dairesinin 2016/19219 esas ve ….3. İcra Dairesinin 2018/5032 esas sayılı icra dosyaları ile bahse konu icra takiplerine itiraz edilmesi üzerine açılan hukuk davalarına ilişkin dosyaların birer suretlerinin temin edilmesi ve söz konusu hukuk davalarının akibetinin araştırılması ile 18.03.2016 ve 27.05.2016 tarihli belgelerin üzerindeki imza ve yazıların kime ait olduğunun tespitine yönelik olarak Servet Yıldırır ile şüpheliye ait tatbike medar el yazısı ve imza örneklerini içerir belge asıllarının da bulundukları yerlerden getirtilerek bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şüphelinin, şikâyetçilerin murisi ile yapmış olduğu kira sözleşmesi nedeniyle 10 yıllık kira bedelinin kendisine peşin verilmesine rağmen, muris …. ın ölümünden sonra, emlak komisyonu adı altında ödemek zorunda kaldığı paraları murisin ödemeyi taahhüt ettiğine dair 18.03.2016 tarihli belgeyi sahte olarak düzenlemek suretiyle şikayetçiler aleyhine icra takibi başlattığı, yine kira sözleşmesinin ölümle son bulacağına dair düzenlediği 27.05.2016 tarihli belgeyle de icra takibi yaptığının iddia edildiği olayda; taraflar arasında bulunan tüm icra ve hukuk dosyalarının akıbetlerinin araştırılarak, getirtilen dosyaların içeriğindeki delillerin değerlendirilmesi, ayrıca 01.10.2012 tarihinde düzenlenen satış sözleşmesinde belirtilen yer ile kira sözleşmesindeki yerin aynı yer olup olmadığının araştırılması, keza … ile şüpheliye ait tatbike medar el yazısı ve imza örneklerini içerir belge asılları da eklenerek suça konu belgeler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ile kira sözleşmesinde yer alan anlaşmanın bedelsiz yapıldığına dair hususun tespiti için, o tarih itibariyle muris ile şüphelinin banka hesaplarının incelenmesi, öte yandan, şüphelinin komisyon bedelini ödemesine rağmen aleyhine gerçekleştirilen icra takibine ilişkin savunmasına dair delillerinin ne olduğunun sorulması suretiyle toplanacak deliller doğrultusunda hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle itirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, ….1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20.03.2018 tarih ve 2018/1961 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 17.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.