Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/8293 E. 2018/8148 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8293
KARAR NO : 2018/8148
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

Dolandırıcılık suçundan sanık …’nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası (5 kere) ile cezalandırılmasına dair Antalya 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.11.2016 tarih ve 2016/199-635 sayılı kararının infazı sırasında, 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi yönündeki infaz savcılığının talebinin kabulüne ilişkin anılan Mahkemenin 31.03.2017 tarih ve 2016/199-635 sayılı ek kararını müteakip, uzlaşma sağlanamaması sebebiyle hapis cezasının aynen infazına dair aynı mahkemenin 10.03.2018 tarih ve 2016/199-635 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.05.2018 tarih ve 2018/314 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19.10.2018 gün ve 94660652-105-07-8072-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.10.2018 gün ve 2018/86653 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 27.06.2018 tarih ve 2018/1542-10017 karar sayılı ilamında “…Uzlaşmacıya tevdi edilen dosyanın katılanın dosyanın uzlaşmacıya tevdiinden önce 05.08.2017 tarihinde vefat etmesi nedeniyle Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7. maddesinin 7. fıkrası gereğince uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle mahkemeye iade edildiği, mahkemece uzlaştırmanın sağlanamaması nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 141. maddesi gereği mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7. maddesinin 7. fıkrasının “Soruşturma evresinde mağdur veya suçtan zarar görenin ölümü halinde uzlaştırma işlemi sonlandırılır. Kovuşturma evresi için Kanunun 243. maddesi hükmü saklıdır.” şeklindeki düzenleme karşısında katılanın bozma öncesinde 16.01.2009 tarihli celsede katılmak istediğini beyan etmesi ve hakkında katılma kararı verildiği, katılanın nüfus kaydına göre katılanın anne, baba ve kardeşinin kendisinden önce vefat ettiği, eşi ile çocuklarının bulunmadığı, yasal mirasçısı olarak hayatta olan tek kardeşi Songül Şeko’nun bulunduğu anlaşıldığından, yasal mirasçı Songül Şeko’ya uzlaşma teklifi yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması.. BOZULMASINA…” belirtilmesi karşısında, katılan ‘ın uzlaştırma aşamasında vefat ettiğinin anlaşıldığından, katılanın yasal mirasçılarına uzlaşma teklifi yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden, uzlaşmanın sağlanamadığı gerekçesiyle sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hükmolunan hapis cezasının aynen infazına devam edilmesi şeklinde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Uzlaştırma müessesinin sadece sanığa değil aynı zamanda ve öncelikle, mağdurun zedelenen hukukunun düzeltilmesine hizmet amacı gütmesi ve biçimi itibariyle bir ceza yargılaması müessesesi olsa da, fail ile devlet ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi ceza hukukunu da ilgilendirmesi yanı sıra uzlaştırma yönetmeliğinin 33/b. maddesinde, mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddî veya manevî zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesinin edimin konusunu oluşturduğunun belirtilmesi nedeniyle davaya katıldıktan sonra vefat eden ’ın mirasçılarıyla uzlaşma yoluna gidilebileceğinin anlaşılması karşısında, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.05.2018 tarih ve 2018/314 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, hükümlü hakkındaki İNFAZIN DURDURULMASINA, CEZAEVİNE ALINMIŞSA VE BAŞKA SUÇTAN TUTUKLU VEYA HÜKÜMLÜ DEĞİLSE BU SUÇTAN DERHAL TAHLİYESİ İÇİN İLGİLİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA MÜZEKKERE YAZILMASINA, 19.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.