Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/8185 E. 2018/9345 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8185
KARAR NO : 2018/9345
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-l, 158/3, 52/2-4, 53, 63 maddeleri gereğince mahkumiyet kararına yönelik istinaf isteminin düzeltilerek esastan reddi

Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü hakkında sanık müdafii tarafından istinaf başvurusunda bulunulmasından sonra… Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi’nin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine dair hükmü sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşüldü;
5271 sayılı Kanunun 299’uncu maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “sanığın veya katılanın temyiz başvurusundaki istemi üzerine veya re’sen duruşma yoluyla yapar” ibaresi 24.12.2017 tarih 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile “uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir” şeklinde değiştirildiğinden ,temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını gerektirir bir neden görülmediğinden takdiren sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek,
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanun’un 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanun’un 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık müdafiinin; adil yargılanma ilkesi gözetilmeden, müştekinin iddia ve beyanlarına sıkı sıkıya bağlı kalınarak ve bu beyanlar herhangi bir teşhis ya da kamera kaydı ile desteklenmeden, eylemin kimlerle ve nasıl gerçekleştiği ortaya konulmadan, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden sanık hakkında ceza verildiğine yönelik temyizi üzerine yapılan incelemede;
Sanığın, meçhul kişilerle birlikte katılanı arayıp kuyumcu soygununa numarasının ve kimliğinin karıştığını belirterek evdeki altınların ve paraların teşhis edilmesi gerektiğini, bunun için evin yakınına sivil polis gönderileceğini belirtip katılan üzerinde korku oluşturduğu ve akabinde sanığın kiralamış olduğu araçtan inen ve teşhis edilemeyen bir kişinin katılandan para ve altınları alarak olay yerinden ayrıldığı, bu kişinin, arabada şoförlük yapan diğer kişinin araba ile gittiği istikamete doğru ilerlediği, sanığında; savunmaları, dosya kapsamındaki kamera görüntüleri, pts ve mobese kayıtları, tanık beyanları, TİB kayıtları birlikte değerlendirildiğinde sanığın da bu eyleme iştirak ettiği iddia ve kabul edilen olayda; nitelikli dolandırıcılık suçundan ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu mahkumiyet hükmüne yönelik bölge adliye mahkemesinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış, TCK’nın 158/1-l-son maddesinde ”…haksız menfaatin iki katından az olamaz” denildiği ve dolayısı ile haksız menfaatin iki katının gerekçelendirilmek suretiyle aşılabileceği , yerel mahkemenin de hem hapis , hemde adli para cezasında teşdit uygulamasını gerekçelendirmek suretiyle yaptığı nazara alındığında; uygulamada usul ve yasaya bir aykırılık görülmemiş ise de, bu konuda istinaf mahkemesinin hükmün düzeltilmesi suretiyle istinafın esastan reddine dair kararı aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafiinin suçun unsurları itibari ile oluşmadığına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan bölge adliye mahkemesi kararına yönelik temyiz isteminin esastan REDDİNE, 11/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.