Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/7381 E. 2018/8147 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7381
KARAR NO : 2018/8147
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

Dolandırıcılık suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 153/1 ve 52. maddeleri gereğince 2 ay hapis ve 4.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Şişli (kapatılan) 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2010 tarih ve 2010/261-766 sayılı kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 06.11.2014 tarih ve 2013/2434-2014/18289 karar sayılı ilâmı ile onanmak suretiyle kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulması talebinin kabulüne ilişkin İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.12.2016 tarih ve 2010/261-766 sayılı ek kararını müteakip, müştekinin vefat etmesi sebebiyle uzlaştırmanın yapılamadığından bahisle infazın devamına dair anılan mahkemenin 31.03.2017 tarih ve 2010/261-766 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2017 tarih ve 2017/433 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09.10.2018 gün ve 94660652-105-34-9693-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.10.2018 gün ve 2018/84838 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Ceza Muhakemesi Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/7. maddesinde yer alan, “Soruşturma evresinde mağdur veya suçtan görenin ölümü halinde uzlaştırma işlemi sonlandırılır. Kovuşturma evresi için Kanunun 243’üncü maddesi saklıdır.” şeklindeki ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 243/1. maddesinde yer alan, “Katılan, vazgeçerse veya ölürse katılma hükümsüz kalır. Mirasçılar, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilirler.” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda müştekinin katılan sıfatını aldıktan sonra vefat etmesi sebebiyle uzlaştırma işlemlerinin katılanın kanuni temsilcileri ile yürütüleceği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Uzlaştırma müessesinin sadece sanığa değil aynı zamanda ve öncelikle, mağdurun zedelenen hukukunun düzeltilmesine hizmet amacı gütmesi ve biçimi itibariyle bir ceza yargılaması müessesesi olsa da, fail ile devlet ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi ceza hukukunu da ilgilendirmesi yanı sıra uzlaştırma yönetmeliğinin 33/b. maddesinde, mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddî veya manevî zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesinin edimin konusunu oluşturduğunun belirtilmesi nedeniyle davaya katıldıktan sonra vefat eden Aziz Gül’ün mirasçılarıyla uzlaşma yoluna gidilebileceğinin anlaşılması karşısında, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2017 tarih ve 2017/433 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, hükümlü hakkındaki İNFAZIN DURDURULMASINA, CEZAEVİNE ALINMIŞSA VE BAŞKA SUÇTAN TUTUKLU VEYA HÜKÜMLÜ DEĞİLSE BU SUÇTAN DERHAL TAHLİYESİ İÇİN İLGİLİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA MÜZEKKERE YAZILMASINA, 19.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.