Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/7376 E. 2018/8860 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7376
KARAR NO : 2018/8860
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

Dolandırıcılık suçundan şüpheliler … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda….Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 14.11.2017 tarih ve 2017/36275-26386 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin….1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.01.2018 tarih ve 2018/10 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15.10.2018 gün ve 94660652-105-26-7083-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.10.2018 gün ve 2018/84496 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda, müşteki vekili tarafından verilen şikayet dilekçesinde müştekinin ve ailesinin Irak’taki savaştan kaçarak Türkiye’ye geldiklerini ve Türkçe bilmediğini, şüpheli …’in Olgun Gayrimenkul&İnşaat ünvanlı işyerinin sahibi olduğunu, diğer şüpheli …’ın ise ……. Taşımacılık Maden Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına hareket ederek anılan şirketin üzerine kayıtlı….İli,…. ı İlçesi… Mahallesi …. mevkii 15131 Ada, 5103 parsel, 7 numaralı bağımsız bölümde kain mesken vasfını haiz taşınmazı adi yazılı sözleşme ile müştekiye satan şahıs olduğunu, şüphelilerin müşterek hareket ederek üzerinde birden çok haciz bulunan ve ilerleyen süreçte 26.12.2017 tarihinde icra yoluyla satışı yapılmak üzere ihaleye çıkan söz konusu taşınmazı satacakları vaadi ile 16.02.2016 tarihli adi yazılı sözleşme yapmak suretiyle 34.000,00 Türk lirasını müştekiden aldıklarını, müştekinin Türk vatandaşı olmadığından dolayı taşınmaz almak üzere Tapu Müdürlüğünde işlemler yapılırken usulünce izin alındığı ancak bu izinler alınırken şüpheli emlakçı …’in işleri takip etme bahanesiyle taşınmazın üzerinde bulunan hacizlerin müşteki tarafından öğrenilmesini engellediğini, izin gelmesine rağmen taşınmazın devrini vermediklerini ve taşınmazın mevcut durumunu bilen şüphelilerin müştekinin acizliğinden yararlanarak dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdiklerini ileri sürmesi karşısında, soruşturma makamı tarafından taşınmaz kayıtlarının ilgili müdürlüklerden getirtilerek taşınmaz üzerinde bulunan hacizlerin ve müştekinin gerekli izin alırken yaptığı işlemlerin tespitinin yapılması, taşınmazın devrine ilişkin adi yazılı şekilde tanzim edilen sözleşmede şahit olarak ismi yazılı Kenan Bahçeli’nin ve olayı bilen müşteki tanıklarının ifadesinin alınması, kayden hacizli bulunan ve yakın zamanda icra yolu ile de satışı yapılan bir taşınmazın müşteki tarafından alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilerek müştekinin mevcut durumu bilerek ve isteyerek söz konusu taşınmazı almak üzere anlaşıp anlaşmadığı ve şüphelilerin böyle bir taşınmazı satma niyetleri olmamasına karşın satmak vaadiyle müştekiyi dolandırıp dolandırmadıkları hususunda ayrıntılı ifadelerinin alınması ile atılı suça ilişkin her türlü yasal deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken etkin olmayan ve eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,….1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05.01.2018 tarih ve 2018/10 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 03.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.