Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/7342 E. 2018/8863 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7342
KARAR NO : 2018/8863
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda ….Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13.01.2018 tarih ve 2016/4365-2018/1588 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ….3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30.03.2018 tarih ve 2018/661 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09.10.2018 gün ve 94660652-105-38-7655-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2018 gün ve 2018/82681 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda, müşteki vekilince ….Cumhuriyet Başsavcılığına verilen şikâyet dilekçesinde özetle, şüphelinin müşteki şirkette yardımcı personel olarak 13.07.2006 ilâ 11.12.2015 tarihleri arasında çalıştığı, müşteki şirkette … isimli tahsilat ve takip programının kullanıldığı, şüphelinin yapmış olduğu işlemlerle ilgili olarak hastaların beyan ettiği hususlar ile sistemde kayıtlı verilerin çelişmekte olduğu, bu suretle şüphelinin işlemlerinin takibe alındığı, bu kapsamda geriye dönük işlemlerinin kontrol edildiği, yapılan incelemede şüphelinin herhangi bir hekim onayı olmaksızın hekim indirimi yaptığı ve bu yolla nakit para girişini azalttığı, gerçekte alınan bir kısım parayı kendi yedine geçirdiği, fark ücretlerini alınmamış şekilde gösterdiği ve bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında, şüphelinin söz konusu işlemlerde kullandığı ve anılan işlemlerin kayıt altında tutulduğu belirtilen … isimli tahsilat ve takip programı konusunda uzman bir bilirkişiye ilgili tüm belge ve kayıtların temin edilerek yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenecek rapora göre şüphelinin hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönüyle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, ….3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30.03.2018 tarih ve 2018/661 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 03.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.