Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/7292 E. 2018/7594 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7292
KARAR NO : 2018/7594
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-d ve 52. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 60,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.11.2017 tarih ve 2017/39-275 sayılı kararının, istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf başvurusunun esastan reddedilmesine ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin 13.03.2018 tarih ve 2018/205-554 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin 17.04.2018 tarih ve 2018/22 sayılı kararı ile kesinleşmesini müteakip, sanık müdafi tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin anılan mahkemenin 17.07.2018 tarih ve 2017/39-275 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine yönelik İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.07.2018 tarih ve 2018/230 değişik iş kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14.09.2018 gün ve 94660652-105-34-11732-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2018 gün ve 2018/76898 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarih ve 2012/3-909-2014/121 sayılı kararında, “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de “yeni” sayılmaktadır.” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
1-Somut olayda sanık … ile katılan … arasındaki uyuşmazlığın ipotek tesisine dayalı menfaat temini olduğu, taraflar arasında İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/236 esas sayılı, İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/422 esas sayılı ve İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/338 esas sayılı dava dosyalarının bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukukî ihtilaf yahut dolandırıcılık olarak nitelendirilmesinden önce söz konusu dosyaların değerlendirilmesi gerektiği, ancak mahkemece bu dosyalar değerlendirilmeksizin karar verildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yukarıda bahsi geçen kararına göre mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olayların yeni olarak kabul edilmesi gerektiği,
2- Sanık müdafi tarafından 02.07.2018 tarihli yargılamanın yenilenmesi talebini içerir dilekçede, uyuşmazlığın tarafları arasındaki yazışma örneklerinin dilekçeye ek olarak sunulduğu, sonradan ortaya çıkan söz konusu yazışmaların yargılamayı yapan mahkemece değerlendirilmediği,
Yargılamanın yenilenmesi talebi olarak ileri sürülen delillerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318 ilâ 320. maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesini gerektirecek mahiyette olup olmadığının tespiti bakımından, kabule değer görülerek, toplanacak diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, yargılamanın yenilenmesinin kabul veya reddine karar verilmesinin uygun olacağı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK’nın 311. maddesinde, hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, aynı maddenin 1. fıkra “e” bendinde, “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatını veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa” şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.03.2014 tarih ve 2012/3-909, 2014/121 sayılı kararı ile daha birçok kararında da belirtildiği üzere, delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “Yeni” olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “Yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “Yeni” sayılmalıdır.
Daha önceden mahkemeye bildirilen ancak mahkeme tarafından değerlendirilerek inandırıcı bulunmadığı için dikkate alınmayan delil ve olgular “Yeni” değildir. Buradaki yenilikten anlaşılması gereken taraf bakımından değil, mahkeme bakımından olay ya da delilin yeni olmasıdır. Mahkemece bilinmeyen, incelenmeyen, yargılama konusu yapılmayan ve bu nedenle değerlendirilmeyen deliller “Yeni delil veya olay” kapsamındadır.
Mahkemece hukuk dosyaları değerlendirilerek hüküm kurulması, bölge adliye mahkemesine yapılan itiraz sırasında da e-mailler ekinde bulunan protokollerin sunulması nedeniyle bu hususlar doğrultusunda karar verildiği anlaşılmakla, CMK’nın 311 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi için gerekli şartlar oluşmadığından, isteminin reddine ilişkin İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmamakla, bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.07.2018 tarih ve 2018/230 değişik iş sayılı kararına yönelik yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 05.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.