Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/7221 E. 2018/8106 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7221
KARAR NO : 2018/8106
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan,
TCK’nın 204/1, 62, 53, 51. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan,
CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat

Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine (vekalet ücreti ile sınırlı olarak), resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık …’un satın aldığı boylandırma makinesine karşılık yanında çalışan tanık … aracılığıyla Türkiye Garanti Bankası İmes Şubesine ait 25/09/2008 keşide tarihli 0251158 seri nolu 9.000 TL bedelli çeki katılan …’e gönderdiği ve bankaya ibrazında çekin sahte olduğunun tespit edildiği, sanığın bu suretle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
I- Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin (vekalet ücreti yönünden sınırlı olarak) incelenmesinde;
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 25/08/2011 tarihinde kamu davası açıldığı, mahkemece sanık hakkında, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmiş olduğundan, nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmü nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmaması gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, sanık müdafinin vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
II- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık savunması, katılan beyanı ile tüm dosya kapsamından atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Erteli hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına; anılan maddenin 3. fıkrası gereğince, cezası ertelendiği için kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise maddenin 1 ve 2. fıkralarının uygulanmamasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların çıkarılması ile yerine, “Erteli hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına; anılan maddenin 3. fıkrası gereğince, cezası ertelendiği için kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise maddenin 1 ve 2. fıkralarının uygulanmamasına” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.