Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/7090 E. 2020/6040 K. 18.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/7090
KARAR NO : 2020/6040
KARAR TARİHİ : 18.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : a) Sanık … hakkında;
TCK’nın 157/1, 62/1, 52/2-4, 50/1-a ve 63. maddeleri
uyarınca mahkumiyet
b) Sanık … hakkında;
TCK’nın 157/1, 62/1, 52/2 ve 58. maddeleri uyarınca
mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dairemizin bozma ilamı üzerine dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanıkların, katılanlara kendilerini Muhammet ve Osman isimleriyle tanıtmak suretiyle gömü altın buldukları konusunda katılanları aldatıp, kendilerine altınları göstererek numune olarak dört adet altın verdikten sonra, geri kalan altınlar karşılığında katılanlardan 40.000 TL alarak haksız yarar sağladıkları, bu suretle sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1) Sanık … hakkında verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik temyiz incelemesinde:
Hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, teşhis tutanakları, kolluk tutanakları, uzlaştırma raporu ve tüm dosya kapsamına göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, katılanların 05/01/2012 tarihli teşhis tutanağına göre sanık …’ı fotoğraf üzerinden tam ve kesin olarak teşhis etmiş olmaları karşısında, katılanlara canlı teşhis işlemi yaptırılması gerektiğinden bahisle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

Sanığın, atılı suçu birden fazla mağdura karşı tek bir fiille işlemiş olması nedeniyle, sanık hakkında TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık …’ın atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2)Sanık … hakkında verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik temyiz incelemesinde:
Sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, teşhis tutanakları, kolluk tutanakları, uzlaştırma raporu ve tüm dosya kapsamına göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, atılı suçu birden fazla mağdura karşı tek bir fiille işlemiş olması nedeniyle, sanık hakkında TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık …’in hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin bozma ilamından önce verilen … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/685-2013/852 sayılı ve 28/11/2013 tarihli ilk hükümde sanık … hakkında hükmedilen hapisten çevrili adli para cezasının TCK’nın 52/4 maddesi uyarınca birer ay ara ile 20 eşit taksitle sanıktan tahsiline karar verildiği ve bu hükmü sadece sanığın temyiz ettiği dikkate alınarak, taksit sayısına ilişkin bu hususun CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanık … açısından kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda sanık hakkında verilen hapisten çevrili adli para cezasının aleyhe olacak şekilde ve taksit aralığı açıkça belirtilmeden taksit süresinin 10 ay olarak belirlenmesi suretiyle hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin kısımda bulunan “ …taksit süresinin 10 ay olarak belirlenmesine, taksit süresinin ay olarak hesap edilmesine..” ibarelerinin çıkarılıp, yerine “ hapisten çevrilen adli para cezasının birer ay ara ile 20 eşit taksit halinde sanıktan tahsiline, ” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.