Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/6718 E. 2019/3765 K. 15.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6718
KARAR NO : 2019/3765
KARAR TARİHİ : 15.04.2019

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden verilen beraat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
2-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu yönünden Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/03/2017 tarih ve 2014/231 esas 2017/55 karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerinin kaldırılarak TCK’nın 155/2, 62/1, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik yapılan istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi’nin esastan ret kararı katılanların vekilleri tarafından, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik yapılan istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi tarafından beraat hükümleri kaldırılarak sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler katılanlar vekilleri ve sanıklar … ve… Kadın’ın müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan şirket vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
1-Katılanlar … ve …’in vekili tarafından yapılan temyiz talebi ile katılan ….’nin vekili tarafından sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 294. maddesindeki ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.” şeklindeki düzenlemeye rağmen, katılanlar … ve …’in vekilinin 19.01.2018 tarihli süre tutum temyiz dilekçesi sunduğu bunun üzerine gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde 12/02/2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen temyiz sebebi gösterir dilekçe sunmadığı gibi, aynı Kanunun 295/1. maddesinde belirtilen süre içinde de temyiz sebeplerini içeren ek bir dilekçe vermediğinin anlaşıldığı ayrıca hükmedilen cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK’nın 286/2-g. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen on yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlarla ilgili ilk derece mahkemesince verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup temyizi mümkün olmadığından, katılan şirket vekilinin temyiz isteminin bent kapsamında kaldığı anlaşıldığından ayrı ayrı katılanlar vekillerinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanıklar hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan şirket vekili ve sanıklar… ve … Kadın’ın müdafileri tarafından temyiz taleplerinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.”, aynı Kanunun 294. maddesinin ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.” ve aynı Kanunun 301. maddesinin ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanıklar müdafinin atılı suçun sübut bulmadığına ilişkin katılan şirket vekilinin verilen cezanın az olduğuna dair temyizleri üzerine yapılan incelemede;
Katılan şirketi temsile yetkili kılınan sanık …’ün 22/11/2007 tarihinde vekilen vekillik görevinden 26/06/2008 tarihinde azledilmiş olup azilnamenin kendisine 01/07/2008 tarihinde bildirilmiş olmasına rağmen şirketin temsile yetkili olan avukatı kendisinin azlettiği ve Av…şirket adına vekil tayin ettiği, daha sonra şirket adına kayıtlı bulunan Yaka Köyü Dağdibi Mevkii 2357 ve 1677 parsel numaralı taşınmazları rayiç bedellerinin çok altında 4.000 TL bedel karşılığında katılan şirket çalışanı olan sanık …’a devrettiği bunun dayanağı olarak… tarafından açılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesini öne sürerek şirket aleyhine hukuk davası açıldığı ve ilk celsede şirket adına Av…’un, sanık …’ün talimatı ile davayı kabul ettiği daha sonra…’un söz konusu taşınmazları tanıdığı olan sanık …’a bedelsiz olarak sattığı bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde atılı suçu işledikleri anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi’nce, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, verilen karar hukuka uygun olduğundan, katılan şirket vekili ve sanıklar… ve … Kadın’ın müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz istemlerinin ESASTAN REDDİNE, 15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.