Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/5339 E. 2020/3644 K. 10.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5339
KARAR NO : 2020/3644
KARAR TARİHİ : 10.03.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK’nın 157/1, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığa atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Katılanın … Gıda isimli iş yerini işlettiği, sanık …’ın da çalıştığı …Pastanesinin katılana ait bu iş yerinden alışveriş yaptığı, sanığın çalıştığı pastaneden ayrıldıktan iki gün sonra katılana ait iş yerine giderek …Pastanesinde çalışıyormuş gibi …Pastanesi adına 20 kg ceviz ve 10 kg antep fıstığını veresiye olarak satın aldığı , bu alışverişe ilişkin faturanın da …Pastanesi adına düzenlediği, sanığın buradan aldığı malları tanık …’e piyasa fiyatının altında satmaya çalışması üzerine …’in durumdan şüphelenerek katılanı arayıp olay hakkında bilgi verdiği, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Uzlaşma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, “Resmi mercilere beyan edilmiş olap da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanuni temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.”;
Ceza Muhakemesinde Uzlaştarıma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, “Resmi mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanuni temsilcisine ulaşılamaması halinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.”;
Aynı yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, “Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.”;
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, “uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanuni temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması halinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır.”;
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan,” Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.”;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesinde yer alan, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilenen en son adresine yapılır.”;
Aynı Kanun’un 21/1-2. maddesinde yer alan, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıytırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılmaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması teligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın MERNİS adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin MERNİS adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun’un 21/2. Maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği;
Bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde, sanığın Dairemizin bozma ilamı sonrasında 12/04/2016 tarihli celsede alınan savunmasında “…” adresini bildirdiği, mahkemece dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesinden sonra, uzlaştırmacı tarafından sanığın sorgusunda beyan ettiği adres yerine doğrudan MERNİS’te kayıtlı “…” adresine uzlaştırma teklif formu gönderildiği, muhatabın adreste tanınmaması nedeniyle tebligatın Tebligat Kanunun md 21/2 gereğince muhtara teslim edildiği, usulune uygun yapılmayan bu tebliğe rağmen, uzlaştırmacı tarafından uzlaşma sağlanamadığı belirtilerek hazırlanan tutanağın mahkemeye gönderdiği, mahkemece de usul ve yasaya aykırı olarak tarafların uzlaşamadığı şeklinde hazırlanmış tutanağa istinaden karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığa usulüne uygun olarak meşruhatlı tebligat yapılması ve 5271 sayılı CMK’nın 253 maddesi ile ilgili yönetmelik hükümleri çerçevesinde sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, usul ve yasaya aykırı olarak yapılan uzlaştırma işlemlerine dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.