Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/466 E. 2018/8755 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/466
KARAR NO : 2018/8755
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Her iki sanık hakkında;
TCK’nın 157/1, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri
gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’in, asker arkadaşı olan katılanı telefonla arayıp 1.200 adet altın bulduğunu, kendisine güvendiğini ve yardım istediğini söyleyerek Turgutlu ilçesine çağırması üzerine yanlarına gelen katılanı karşılayan sanıkların birlikte katılana bir tane numune altın gösterip güven sağladıkları, bir kaç gün sonra katılanın yeniden Turgutlu ilçesine gelmesi üzerine sanıkların altın verme bahanesiyle katılandan 5.000 TL tutarında kapora alarak yanından ayrıldıkları ve geri dönmedikleri, bu suretle sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanık savunmaları, katılan beyanı, sanık …’in ikrarı, katılanın teşhisi, dairemizin bozma ilamı sonucu uzlaşma sağlanamadığına dair uzlaştırma raporu ile oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle, hileli söz ve davranışlarla katılanı aldatıp altın verecekleri bahanesiyle kendisinden 5.000 TL aldıktan sonra geri dönmeyerek üzerlerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediklerine yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası olan sanık … hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık …’in sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin 19/01/2017 tarih ve 2014/8841 Esas, 2017/719 Karar sayılı bozma ilamına konu edilen ilk hükümde sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan, ayrı ayrı, 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmolunduğu, adli para cezasına hükmedilmediği ve bu hükümleri yalnızca sanıkların temyiz ettiği dikkate alınarak, 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi gereğince kazanılmış haklarının korunması gerektiği gözetilmeden, sanıklar hakkında, ayrı ayrı, 1 yıl 3 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezasına hükmedilerek fazla ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerekirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı madesinin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasına “Ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak gözetilerek, sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezasının infazının 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca, ayrı ayrı, yalnızca 1 yıl 3 ay hapis cezası üzerinden yapılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.