YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4194
KARAR NO : 2018/7701
KARAR TARİHİ : 07.11.2018
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1- Sanıklar …, … ve … hakkında beraat
2- Sanık … hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
3- Sanık … hakkında TCK’nın 158/1- e,43/1,168/2,52/2 maddeleri gereğince mahkumiyet
4- Sanık … hakkında TCK’nın 158/1-e,35/2,62/1,52/2 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar …, … ve … hakkında verilen beraat hükümleri o yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekili, sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı katılan vekili, sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü sanık … ve katılan vekili ve sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’un isimli iş yerinde muhasebeci olarak çalıştığı, sanığın burada çalıştığı dönemde bu iş yerinde fiilen çalışmadıkları halde diğer sanıklardan gerekli belgeleri ve primleri alarak sigortalı yaptığının iddia edildiği olayda;
1-Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından, 5271 sayılı CMUK’nun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, katılan vekilinin temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin İADESİNE,
2- Sanıklar …, … ve Üzeyfe Ümman hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıkların savunmaları, katılan beyanları ve dosya kapsamından sanıkların atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; o yer Cumhuriyet Savcısının eksik incelemeye ve katılan vekilinin suçun oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i), (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği dikkate alınarak, TCK’nın 158/1-e maddesi gereğince temel cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, temel cezanın belirlenmesinden sonra doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınıp bunun üzerinden sadece indirim yapılması suretiyle eksik para cezası tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; adli para cezasının uygulanmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından tamamen çıkartılarak, yerine, “Haksız menfaat miktarına göre sanığın 29 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 43/1 maddesi gereğince cezasından ¼ oranında artırım yapılarak 37 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 168/2 . maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında indirim yapılarak 18 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 360 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Sanık …’in savunmasında, isimli işyerinde işçi olarak çalışmak üzere işletme sahibi sanık … ile görüştüğünü, işe başlamasının zaman alacığını ancak sigorta bedelini ödemesi halinde işe girişinin yapılacağını bildirmesi üzerine sigorta pirimi olarak ödenmek üzere adı geçen sanığa dört ay para verdiğini bildirmesi, … cevabi yazısından anlaşılacağı üzere sanık …’in kurumun sağladığı sağlık güvencesinden faydalanmadığı ve sanık için kurum tarafından bir ödeme yapılmadığının sabit olduğu, sanığın diğer sanık … Uzan’a verdiği primlerin adı geçen tarafından kuruma yatırılıp yatırılmadığını bilmesinin mümkün olmadığı ve sanığın suç kastı ile hareket ettiğine ilişkin mahkumiyetine yeterli ve savunmasının aksini kanıtlayacak nitelikte delil bulunmadığı anlaşılmakla, atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 07/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.