Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/3954 E. 2018/7965 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3954
KARAR NO : 2018/7965
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d, 52, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyetine (sanık … hakkında ayrıca madde 62)

Nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyete ilişkin hükümler sanıklar ve … müdafii, sanık …, sanık … ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık …’ın yokluğunda verilen hükmün, kovuşturma aşamasında bildirdiği son adresine tebligat çıkartılmadan, doğrudan mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu ve eski hale getirme istemi yerinde görüldüğünden, temyiz itirazının öğrenme üzerine ve süresinde olduğunun kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanıkların, kendilerini emekli Altay Tokat paşa, orgeneral vb. şeklinde tanıtıp ; temyiz kapsamı dışındaki sanık … adına kurdukları ve makbuzlar, sahte kartvizitler bastırdıkları ”milli filmler, tarihi yayınlar prodüktivite merkezi’nden aradıklarını, milli duyguları güçlendirmek için ürettirdikleri CD leri satmak istediklerini, paralarının ve CD’lerin terör karşıtı eğitimlerde kullanılacağını belirtip Romanya’da yaşayan üç iş adamından para istedikleri, hatta CD’leri teslim etmek ve makbuz verip parayı almak üzere asker görevlendirdiklerini, bunun Türkiye’den geleceğini belirttikleri, müştekilerden Abuzer … isimli birinin giderek bu firma adına kesilmiş makbuzu verip imzalayıp para aldığı ve CD’leri teslim ettiği, diğer iki müştekinin ise olaydan şüphelendikleri ve durumu elçiliğe bildirdikleri, kendilerini arayanların dolandırıcı olduğunun bildirilmesi üzerine gelen kişiye para vermedikleri ve böylece sanıkların atılı suçları işledikleri iddia edilen olayda;
1)Sanıklar hakkında benzer olaylardan dolayı soruşturmalar yapıldığının ve kamu davalarının açıldığının gerek UYAP’ta gerekse dosya üzerinde yapılan araştırmalarla tespit edildiği ve özellikle suç işlemek amacıyla kurdukları örgüt çerçevesinde benzer eylemler gerçekleştirdiklerine ilişkin Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2013/30 esas ve 2015/176 karar sayılı birleşen yedi dosya ile birlikte esas dosyada yargılandıkları ve haklarında beraat hükmü verildiği, ancak henüz kesinleşmediği ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arşivinde bulunduğu, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/318 esas 2014/438 karar sayılı dosyasında benzer eylemlerle ilgili beraat kararı verildiği ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Arşivinde bulunduğu, Tire Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/99 esas ve 2009/148 karar sayılı dosyasında benzer eylemlerle ilgili beraat kararı verildiği ,akıbetinin belli olmadığı, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/290 esas ve 2008/41733 karar sayılı dosyasında benzer eylemlerle ilgili beraat kararı verildiği ve akıbetinin belli olmadığı, Seydişehir Ağı Ceza Mahkemesi’nin 2009/34 esas ve 2009/75 karar sayılı dosyasında benzer eylemlerle ilgili beraat kararı verildiği ve akıbetinin belli olmadığı, Gaziantep 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/72 esas sayılı dosyasında benzer eylemlerin bulunduğu ve akıbetinin belli olmadığı, Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/39 esas sayılı dosyasında benzer eylemlerin bulunduğu ve akıbetinin belli olmadığı, Gaziantep 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/376 esas ve 2012/184 karar sayılı, ayrıca Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/91 esas ve 2011/328 karar sayılı dosyalarından benzer eylemlerin bulunduğu, bir kısım sanıklar hakkında mahkumiyet bir kısmı hakkında ise beraat hükmü verildiği ve Yargıtay 23. Ceza Dairesi tarafından bozularak mahalline gönderildiği, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2005/66 esas ve 2008 15 karar sayılı dosyasında benzer eylemlerin bulunduğu ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından dosyanın bozularak mahalline gönderildiği tespit edilmiş olup özellikle Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dolandırıcılık eylemlerini örgüt çatısı altında işlediklerinden bahisle yargılama yapılması karşısında; mükerrer yargılamanın önlenmesi ve vasfın basit dolandırıcılık olması halinde CMK 253/3-2. cümle nazara alındığında uzlaştırma hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun netleştirilmesi bakımından benzer türdeki birleştirilme imkanı olan dava dosyalarının birleştirilmesi, mümkün değil ise onaylı örneklerinin dosya içerisine alınması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2)Kabule göre de; Mahal mahkemesi tarafından her ne kadar sanık …’in cezaevinden gönderdiği itiraf dilekçesine dayanılmış ve kendisi ile birlikte dört sanığın bu dolandırıcılık eylemini yaptıklarına dair savunmaya itibar edilerek, üç katılana yönelik eylemler için askeri ünvanların kullanılması nedeniyle kül halinde tek bir nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulmuş ise de; hangi sanığın hangi eyleminden dolayı mahkum edildiğinin net bir şekilde anlaşılamaması, sanık …’in, aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunması ve diğer sanıklarla aralarında husumet bulunması, ayrıca yurt dışına sanıklar tarafından paket teslimi ve para alımı için gönderildiği belirtilen, hatta müşteki Abuzer tarafından teşhis edilen ve müştekiye verilen makbuzda imzası olan … isimli kişinin dinlenilmemiş olması, makbuzdaki yazı ve imzaların aidiyetinin araştırılmamış olması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından sanık …’in beyanındaki çelişkilerin giderilmesi, Romanya’daki iş adamlarının olarak kim tarafından arandığının ve eylemin kimler tarafından gerçekleştirildiğinin tespitine çalışılması, paketi ve makbuzu verip parayı alan … isimli kişiye ulaşılması ve eyleme katılıp katılmadığının, paketi teslim etmiş ise kim veya kimler tarafından yönlendirildiğinin belirlenmesi, söz konusu makbuz aslının temini ve imza ve yazıların aidiyetinin tespiti için (sanıklardan ve tanık Mecit’ten alınacak imza yazı örnekleriyle) bilirkişiden rapor alınması gerekirken ,ayrıca 3 ayrı mağdura karşı 3 ayrı eylem gerçekleştirilmesi ve kamu kurumlarının maddi varlıkları araç olarak kullanılmaması nedenleriyle (eylemler her ne kadar yeni yasa değişikliği ile TCK’nın 158/1-l maddesindeki vasfa uysa da) suç tarihi itibari ile lehe olan ve TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun, müştekilere karşı ayrı ayrı işlendiği nazara alınmadan, sanıklar hakkında eksik inceleme ve yanılgılı suç vasfı ile mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve … müdafiinin, sanık …’in, sanık …’in, sanık … ‘nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.