Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/3813 E. 2019/4078 K. 22.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3813
KARAR NO : 2019/4078
KARAR TARİHİ : 22.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanıklar , … ve … haklarında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından beraat
2-Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan, TCK’nın 158/1-e-son, 43/1, 168/2, 62, 52 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından suça sürüklenen çocuk… ile sanıklar … ve …’in beraatlarına ilişkin hükümler katılan vekilince; dolandırıcılık suçundan sanık …’ın mahkumiyetine ilişkin hüküm ise müdafisi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanıklardan…’in,… eczanesinin işleticisi olup, faturalama, listeleme ve tahsilat yapma yetkisi kapsamında, suça sürüklenen çocuk ve diğer sanıklarla birlikte hareket ederek düzenlediği sahte ve hayali reçeteleri tahsil ederek kamu kurumunu 20.313,04 TL zarara uğrattığının iddia edildiği olayda;
1-Suça sürüklenen çocuk… ve sanıklar … ile … hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk ile sanıkların, … eczanesinde işçi olarak çalışmaları ile tahsil yetkilerinin bulunmaması nedeniyle üzerlerine atılı suçu gerçekleştirmelerinde bir menfaatlerinin olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanık …’in eylemlerine iştirak ettiklerine dair cezalandırılmalarına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a)Sanık hakkında TCK’nın 158/1-e-son maddesi gereğince temel hapis cezasının 3 yıl olarak belirlenmesinden sonra, aynı kanunun 43/1. maddesi uyarınca 2/4 oranında yapılan artırım sonucunda 4 yıl 6 ay yerine 6 yıl hapis cezasına hükmolunmasına bağlı olarak TCK’nın 168/2 ve 62. maddeleri gereğince yapılan indirimlerle sanığın 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılması gerekirken, zincirleme suç hükümlerince yapılan artırım sırasındaki hesap hatasına bağlı olarak yapılan indirimlerle 2 yıl 6 ay hapis cezasına hükmolunması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
b)Sanığa verilen sonuç hapis cezası miktarının 2 yılın üstünde kaldığından bahisle TCK’nın 51. maddesinde yer alan erteleme ile CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin, şartlarının oluşmadığından bahisle uygulanmamalarına karar verilmiş ise de, suç tarihinde adli sicil kaydı bulunmayan ve kamu zararını karşılayan sanık hakkında verilen cezanın 2 yılın altında kalması dolayısıyla diğer kişiselleştirme nedenlerine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin öncelikli uygulanması gerektiği de dikkate alınarak, sübjektif değerlendirmede bulunmak suretiyle anılan hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması yerine, yanlış hesaplanan ceza miktarı gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.