Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/3786 E. 2019/19 K. 28.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3786
KARAR NO : 2019/19
KARAR TARİHİ : 28.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : a- Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 52/2, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
b-Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 51, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanık … müdafii ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dairemizce, uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle hükümlerin bozulması üzerine, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’u ile Bazı Kanunlar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri düzenlenmiş ve sanık …’ın tekerrüre esas alınan Küçükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/1790; 2009/2053 E.K karar sayılı ilamına konu dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamında bulunması karşısında, öncelikle tekerrüre esas alınan ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağına karar verilmesi hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Katılanın aracı için satılık ilanı verdikten sonra, sanıkların aracı almak istediklerini belirterek katılanla iletişim kurdukları, aracın devrini noterden alan sanıkların katılana para vereceklerini söyleyerek oyaladıkları, aracın bir gün içinde başkasına satılmasına rağmen katılanın parasının ödenmediği, bu şekilde sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık … müdafii ve sanık …’ın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.04.2010 tarih ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, bir infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesinin, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve denetim süresinin mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olamayacak şekilde belirlenmesi gerektiğinden hareketle, somut olayda anılan emredici düzenlemeye aykırı olacak şekilde, mahkemece sonuç olarak 1 yıl 6 ay hapis cezası verilen sanık … hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,
2-5237 Sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık … hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi, kabule göre de, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
3-5271 sayılı CMK’nın 324/1 ve 326/2. maddeleri uyarınca, iştirak halinde işlenen suçlarda sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, geriye kalan ortak yargılama giderlerinden eşit şekilde sorumlu oldukları gözetilmeden yazılı şekilde ortak ve dayanışmalı tahsiline karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanık … hakkındaki hüküm fıkrasından, TCK’nın 53/1-c maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması, erteleme ile ilgili bölümde yer alan ve denetim süresinin 1 yıl olmasına ilişkin ibarenin çıkartılarak, yerine, “1 yıl 6 ay” ibaresinin yazılması, her iki hükümde yargılama gideri ile ilgili bölümde yer alan “ortak ve dayanışmalı” ibaresinin çıkartılarak, yerine, “eşit” olarak ibaresinin yazılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.