Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/3638 E. 2019/12 K. 28.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3638
KARAR NO : 2019/12
KARAR TARİHİ : 28.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62, 52/2-4, 50/1-a, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dairemizce, uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle hükmün bozulması üzerine, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, kapıdan satış yöntemi ile katılana bir fırın ve tencere takımını 440 TL’ye sattığı, katılanın 400 TL parayı peşin verdiği, geri kalan 40 TL için posta çeki düzenlendiği, fırının kurulması aşamasında katılanın fırını almaktan vazgeçtiği halde, katılana para iadesinin yapılmadığı, eşyaların bırakılarak gidildiği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, ticaret şirketi ve tacir olmayan … Ticaret isimli işyerinin yetkilisi olan sanığın, katılanla, rayiç bedel üzerinden veya bu bedele yakın bir şekilde bir alışveriş yaptığı, katılanın, herhangi bir gerekçe göstermeden ürünü almaktan vazgeçmesinden sonra, sanığın, ürünü geri almamasında herhangi bir hilenin kullanılmadığı, sanığın bu eylemine karşı katılanın ilgili hukuk mahkemesine müracaat ettiği, ürünün satış bedeli konusunda veya fiyatın aşırı şekilde yüksek tutulduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, sanığın, yaptığı satış işlemi sonrasında işyerine ait faturayı kullanarak bir ticari işlem tesis ettiği, bu ticari işlem sırasında kandırıcı mahiyette herhangi bir hileli harekette bulunulmadığı, buna göre, sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediği, eylemin taraflar arasında hukuki ihtilaf mahiyetinde kaldığı anlaşılmakla, sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi gereğince sanık hakkında tekerrüre hükmedilmesi için, sanığın sonuç olarak hapis cezasına mahkumiyetinin gerektiği gözetilmeden, hakkında adli para cezası hükmedilen sanığın, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, ayrıca, 5237 sayılı Kanun’un 191. maddesinde; koşulları oluştuğu takdirde davanın düşmesi seçeneğine de yer verilmesi sebebiyle, söz konusu hükümlülüğün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, başkaca sabıkası bulunmayan sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 58/6-7. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 28/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.