Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/1834 E. 2018/9694 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1834
KARAR NO : 2018/9694
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, açığa imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜM : Beraat

Nitelikli dolandırıcılık ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmolunan beraat hükümlerine nazaran katılan vekilinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Sanık …’ın…. Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifinin birinci başkanı olduğu, sanık …’ın aynı kooperatifte işçi olarak görev yaptığı, tüm sanıkların birbirlerini tanıdıkları, sanıklar …, … ve …’nin S.S. …. Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi üzerinden … adına kredi almayı kararlaştıkları, ancak …’nin maddi durumunun iyi olmaması nedeni ile kredi alamayacaklarını bildikleri için kefil aramaya başladıkları, bu kapsamda katılan …’un yanına giderek … isimli şahsın koperatiften kredi çekeceğini, formalite icabı kefil olup olamayacağını sordukları, katılan …’un da …’nin maddi durumunun iyi olduğunu bildiği için kredi çekilmesinde sorun olmayacağını düşünerek … ile birlikte kooperatif binasına gittiği ve 20.05.2009 tarihli Kooperatif Kredileri Sözleşmesini ve bu sözleşmeye istinaden SS Kızılırmak Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi tarafından düzenlenmiş 20/05/2009 tarihli sekiz adet senedi kefil olarak imzaladığı, bunun ardından sanık …’nin katılan …’un yanına giderek kendi adına kooperatiften kredi çekeceğini, kefil olup olamayacağını sorduğu, katılanın kefil olacak diğer kişilerin maddi durumlarının iyi olduğunu öğrenince kefil olmayı kabul ettiği, bunun üzerine aynı sözleşme ve senetlere bu katılanın da kefil olarak imza attığı, son olarak sanık …’ın katılan …’nin yanına giderek sanık … adına kredi çekileceğini, ancak ödemeyi kendisinin yapacağını, kefil olup olamayacağını sorduğu, katılanın da kabul ederek aynı sözleşme ve senetleri kefil olarak imzaladığı, sonrasında bu sözleşme ve senetlere borçlu olarak sanık …’nin adının yazıldığı ve Halk Bankası’ndan 30.000 TL miktarlı kredi çekildiği, kredinin ödenmemesi üzerine katılanlara ve borçluya yönelik icra takibi başlatıldığı, bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve açığa imzanın kötüye kullanılması suçlarını işlediklerinin iddia olunduğu olayda;
Suça konu sözleşme ve senetlerin anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğunun Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları ile de sabit olduğu üzere yazılı delille ispatı gerektiği, bu sebeple sanıkların atılı suçlardan cezalandırılabilmeleri için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden mahkemece verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin atılı suçların oluştuğuna, tanık beyanlarının da delil niteliğinde olduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 18/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.