YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1472
KARAR NO : 2018/9939
KARAR TARİHİ : 20.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK 157/1, 35, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle bozma sonrasında dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın, katılanı cep telefonundan arayarak Apo olarak tanıttığı ve kendisinde gömü altını olduğunu, 75.000 TL karşılığında satacağını söylediği, katılanın sanıkla buluşmak için … beldesine geldiği, sanığın bir adet altını numune olarak verip katılandan 50 TL para aldığı, katılanın kuyumcuya gidip altını gösterdiği, altının gerçek olduğunu öğrendiği, sanık ile telefonla irtibata geçerek 40.000 TL parasının olduğunu, bunun karşılığında altınları alabileceğini söylediği ancak katılanın sanıktan şüphelenerek Jandarma Karakoluna durumu bildirdiği ve sanık … ile katılanın buluştukları sırada jandarmanın sanığı suç üstü yakaladığı ve bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı iddia olunan somut olayda; sanığın eyleminin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında yer alan; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin c bendinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.