Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2018/1385 E. 2018/8789 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1385
KARAR NO : 2018/8789
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik (değişen suç vasfına göre özel belgede sahtecilik)
HÜKÜM : a-TCK’nın 158/1-d, 35/2, 62, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet,
b-TCK’nın 207/1, 62, 51, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümleri katılan vekili ve sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan ile sanık …’ın daha önce aynı şirkette ortak oldukları, şirketin tasfiye edilmesinden sonra aralarında sorunlar ortaya çıktığı, katılanın daha önce boş olarak imzaladığı belgenin, sanık …’in kardeşi olan diğer sanık … tarafından adi bir borç senedi haline getirilerek icra takibine konulduğu, yapılan itiraz üzerine icra takibinin durduğu, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları, kriminal raporu ile dosya kapsamına göre, suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafiilerinin suçun sabit olmadığı, katılan vekilinin, herhangi bir gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,

2-Özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları, kriminal raporu ile dosya kapsamına göre, suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekili ve sanıklar müdafiilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 Sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkralarından, “5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkili haklardan ise anılan maddenin 3.fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin çıkartılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.