Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/8528 E. 2019/5027 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/8528
KARAR NO : 2019/5027
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’ nun 155/2, 62, 51, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
2004-2006 yılları arasında katılanın muhasebecisi olan sanığın, katılan tarafından vergi borçları ve SSK primlerinin ilgili yerlere yatırılması için her ay düzenli olarak makbuz karşılığında ödemeler yapmasına rağmen sanığın verilen paraları yatırmadığı, bu suretle üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Serbest Muhasebecilerin 3568 sayılı Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik Kanununun 2/A Maddesinde belirtilen görevleri arasında vergi borcunu ve sigorta primini yatırmak gibi bir görevinin olmadığı, ayrıca Türkiye Serbest Muhasebiceler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin Mecburi Meslek Kararlarına ilişkin 26.01.1996 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1. maddesinde yer alan “meslek mensupları, müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar” şeklindeki hükmüne göre;
Serbest muhasebeci olan sanığın, şikayetçinin vergi ve sigorta prim borcunu Maliye’ye yatırmak üzere aldığı paraları adı geçen kuruma yatırmayarak özel işlerinde kullandığının iddia ve kabul olunması karşısında, eyleminin görevi ile ilgisinin bulunmayıp sübutu halinde şikayete tabi olan 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, dosyaya sunulan ödeme makbuzları, borçların yatırılmadığına dair ödeme emirleri, asliye hukuk mahkemesinde açılan alacak davası ve icra takibi dikkate alındığında şikayetçi vekilinin 23/11/2011 tarihinde sanığı şikayet etmesi gözetilerek, davanın şikayet süresi geçirildiğinden düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1)Sanığın 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun’un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
2)TCK’nun 155/2. maddesine göre sanığa hapis cezası yanında ayrıca adli para cezasına hükmedilmemesi,
3)Gerekçeli kararda suç tarihinin şikayet tarihi olarak hatalı gösterilmesi,
4)Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nun 53/4. maddesi gereğince, 53/1. maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.