Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/8262 E. 2019/7507 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/8262
KARAR NO : 2019/7507
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52 ve 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince 2’şer kez mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz dışı sanıklar… ve …’un karı koca oldukları, …’un ise çocukları olduğu, birlikte sebze ticareti işi ile uğraştıkları, sanıkların ticari faaliyetleri kapsamında yapmış oldukları alışverişler nedeniyle sanık…adına alınan çeklerden suça konu 3 adet çekin… yerine oğlu olan sanık … tarafından keşide edilerek sanık …’un tarafından suça konu çeklerden 31/9/2007 keşide tarihli 3000TL ile 01/08/2007 keşide tarihli 3000 TL bedelli çeklerin ciro yapılmak suretiyle katılan …’a, 21.07.2007 keşide tarihli 2000 TL değerindeki diğer bir çekin ise ciranta imzası olmaksızın mağdur …’a verildiği, çeklerin karşılığının çıkmaması sonucu mağdur … tarafından yapılan icra takibine sanık…’un borça ve imzaya itirazda bulunduğu olayda, sanığın suç tarihinde annesi ve babası ile birlikte manav işi yaptıklarını, annesi adına çek karnesi aldıklarını, yapmış oldukları alışverişlerde bu çeki kullandıklarını, çekleri bazen annesinin, bazen babasının ve bazen de kendisinin imzaladığını, annesi adına çek imzalamak için vekaletinin olmadığını, çeki imzalayıp verdiklerinde annesinin bilgisinin olduğunu savunması,…’un, Alaşehir ilçesinde eşi … ve oğlu … ile birlikte sebze meyve ticareti yaptıklarını, bankadan kendisi adına çek alındığını, yapmış oldukları ticari ilişkilerde borçlarına karşılık çeki düzenleyip verdiklerini, kendisinin olmadığı zaman çek keşide etmelerine rıza gösterdiği için eşi ve oğlunun kendisi adına çek verdiklerini, çeklerin ödendiğini, suç konusu üç çekteki keşideci imzasının oğluna ait olduğunu, kendisinin bilgisi dahilinde çek keşide edilip verildiğini, olay sonrası işleri bozulduğu için evlerindeki eşyaların haczedileceğini düşünerek çek altındaki imzanın da kendisine ait olmadığı için itiraz ettiğini beyan etmesi, …’un da, eşi ve oğluyla birlikte ticaret yaptıklarını, şimdiye kadar eşi adına tüm çekleri oğlunun düzenleyip verdiğini, halen çekleri ödemekte olduklarını, eşi adına çek keşide etmek için kendisinin ve oğlu …’un vekaletnamesinin olmadığını, oğlu …’un eşi…’un rızası dahilinde eşinin adına alınan çek karnelerini keşide edip verdiğini beyan etmesi, kovuşturma aşamasında suça konu çek bedellerinin ödendiğinin anlaşılması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80-98 sayılı kararında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere; belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılamazsa da failin, belgede sahtekarlıkta bulunmak kastına etki yaptığı, belgede sahtecilik suçlarında kastın ise, zarar vermek bilinç ve iradesi olduğunun belirtilmiş olması ve failin önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağı ve dolandırıcılık suçu oluşmayacağından ve mağdur …’un yaptığı kamyon kasası imalatı karşılığında sanık … 1000 TL nakit verdikten sonra 3000 TL bedelli 2 ayrı senet avukatıma teslim edildiğini, …. adına faturasının bulunduğunu beyan etmesi, suça konu senetlerin keşide tarihlerindeki “ay” bölümünde değişiklik yapılmış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, taraflar arasındaki alış verişe ilişkin fatura tarihi ile çeklerin düzenlenip mağdur …’a veya avukatına verildiği tarihlerin tespit edilip, suça konu çekin mağdura önceden doğan borç nedeniyle verilip verilmediğinin araştırılmasından ve sanığın bu şekilde annesi… adına başka çekler keşide edip etmediği, etmiş ise bedellerinin ödenip ödenmediğinin ilgili bankadan sorulması ile çekler ilgili icra takibi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise takibe itiraz edilip edilmediği de belirlendikten sonra toplanan tüm delillere göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.