Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/7754 E. 2019/3670 K. 10.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/7754
KARAR NO : 2019/3670
KARAR TARİHİ : 10.04.2019

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/1, 62 ve 51/1-3. maddeleri gereğince
mahkumiyet

Sanığın güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
6545 sayılı Kanun’un 84. maddesi gereğince 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 6. maddenin 6. bendinde yer alan “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerince verilen kararlardan Yargıtay incelemesinde olanlar hakkında sadece görev nedeniyle bozma kararı verilemez.” hükmü gereğince tebliğnamede yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanığın, katılan şirkette çalıştığı dönemde işte kullanması için kendisine teslim edilen bilgisayarı işten ayrıldıktan sonra şirkete iade etmediği ve uhdesinde tuttuğu iddia edilen olayda;
Sanığın emniyette alınan ifadesinde, katılan şirkette çalıştığı süre içerisinde işyerinden para alamadığını, bir kaç sefer firma sahibi …’dan alacaklarını talep ettiğini, ancak kendisini çeşitli bahanelerle oyaladığını, en son 09/01/2012 günü kendisini ofise çağırdığını ve işi bırakmasını istediğini, bunun üzerine alacağını istediğinde, işyerinde çalışan görevlilerin kendisini dışarı çıkardıklarını, bunun üzerine telefon edip polis ya da savcı huzurunda bilgisayarı teslim etmek istediğini belirttiğinde ise, iş yeri sahibinin kendisini de bilgisayarı de istemediğini söylediğini, bunun üzerine noterden ihtarneme çektiğini, ancak hiç bir cevap alamadığını, bilgisayarı savcılığa teslim etmek istediğini beyan etmesi, yine mahkemedeki 08/11/2013 tarihli sorgusunda; söz konusu bilgisayarı içindeki belgelerin karartılmaması için kendi evinde bulundurduğunu, tutanak ile teslim etmek istediğini; ancak almadıklarını, alacakları ile ilgili SSK’ya müracat ettiğini, bilgisayardaki belgelere başvurulacağının söylendiğini, bu nedenle bilgisayardaki belgelerin bir kopyasını SSK yetkililerine verdiğini, bilgisayarı teslim etmek için yanında getirdiğini ifade etmesi, katılan vekilinin ise aynı tarihli oturumda bilgisayarı teslim almayı kabul etmemesi karşısında; sanığın savunmalarının aksine, söz konusu bilgisayarı devri amacı dışında kullandığına veya bu devir olgusunu inkar ettiğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği halde, sanığın atılı suçtan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kabule göre de;
1- Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle aynı maddenin 1. fıkrası gereğince mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Sanığın, suça konu bilgisayarı duruşma sırasında mahkemeye getirerek teslim etmek istediği, katılan vekilinin ise teslim almak istemediği gibi, mahkemece de teslim edilmesine yönelik bir karar alınmadığı; ancak, etkin pişmanlık şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, sanık hakkında TCK’nın 168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- TCK’nın 155/1. maddesinde hapis cezası ile birlikte adli para cezası da öngörülmüş olduğu halde, ayrıca adli para cezasına hükmedilmemesi,
4- Sanığa yüklenen güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 10/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.