Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/7663 E. 2019/3753 K. 11.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/7663
KARAR NO : 2019/3753
KARAR TARİHİ : 11.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanıklar Yalçın ve Arif hakkında, ayrı ayrı;
TCK’nın 155/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca
mahkumiyet
Sanık … hakkında ise;
TCK’nın 155/2, 62, 58 ve 53. maddeleri uyarınca
mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar … ve … ile vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümden sonra, gerekçeli karar tebliği işlemleri sırasında sanık …’ın “06/07/2013” tarihinde öldüğünün anlaşılması üzerine, mahkeme tarafından 31/01/2014 tarihinde adı geçen sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün ölüm nedeniyle ortadan kaldırılmasına ilişkin ek kararın yok hükmünde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanıkların şoförlüğünü yaptıkları tırlara katılan şirkete teslim edilmek üzere İskenderun’da… isimli şirket tarafından demir yüklendikten sonra, sanıkların kullandıkları tırlarda bulunan demirleri eksik şekilde katılan şirkete teslim ederek sanık …’ın 2.000 kg, sanık …’in 1.550 kg, sanık …’ın ise 1.600 kg demiri mal edindikleri, bu suretle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanıklar … ve …hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hükümlere yönelik sanıklar …ve… ile vekalet ücretiyle sınırlı olmak üzere katılan vekili tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, kantar fişleri, sevk irsaliyeleri, tutanaklar ile tüm dosya kapsamına göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
5237 sayılı TCK’nın 155/2 maddesinde hapis cezası yanında adli para cezası da öngörüldüğü halde, sanıklar hakkında hapis cezası yanında ayrıca adli para cezasına hükmedilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin ve sanıklar Arif ve Erdal’ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun’un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13.maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.320 TL vekalet ücretinin sanıklar… ve …’ten alınarak katılana verilmesine” fıkrasının eklenmesi suretiyle 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 322.maddesi uyarınca hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere katılan vekili tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık …’ın hüküm tarihinden önce 06/07/2013 tarihinde vefat ettiğinin UYAP’tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.