Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/5699 E. 2019/2979 K. 28.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/5699
KARAR NO : 2019/2979
KARAR TARİHİ : 28.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Şikayetçi …’a karşı, hizmet nedeniyle
güveni kötüye kullanma suçundan;TCK’nun 155/2, 168/1, 62/1, 52/2 ve 51/1-3 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Şikayetçi …’a karşı dolandırıcılık
suçundan; TCK’nun 157/1, 168/1, 62/1, 52/2 ve
51/1-3 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, şikayetçi …’a ait benzinlikte pompa görevlisi olarak çalıştığı, olay tarihinde söz konusu benzinliğe yakıt almak için gelen şikayetçi …’ın sanığa aracına 100 TL’lik yakıt koymasını söyleyerek kredi kartı ile ödeme yapmak üzere market kısmına geçtiği, bu sırada tanık …’ın ise kullandığı motosiklet ile benzinliğe geldiği ve sanıktan motosikletine 10 TL’lik yakıt koymasını istediği, bunun üzerine sanığın pompa cihazının elektronik kısmına şikayetçi Oktay’ın araç plakasını girip, pompayı önce tanık Mustafa’nın motosikletine takarak 10 TL‘lik yakıt koyduktan sonra, pompa cihazında herhangi bir işlem yapmadan bu defa pompayı şikayetçi Oktay’ın aracına takıp 90 TL’lik yakıt doldurduğu, tanık Mustafa’nın 10 TL’yi sanığa elden ödediği, şikayetçi Oktay’ın ise 100 TL’lik yakıt bedelini kredi kartı ile ödediği, böylece sanığın şikayetçi Oktay’ın aracına gerçekte 90 TL’lik yakıt koyduğu halde, 100 TL tutarında yakıt sattığı konusunda kendisini aldatarak haksız yarar sağladığı, tanık Mustafa’nın durumu farkedip şikayetçi Oktay’a bildirmesi üzerine sanığın haksız elde ettiği 10 TL’yi adı geçen şikayetçiye iade ettiği, akabinde aynı gün sanığın işine işyeri yetkilileri tarafından son verildiği halde, sanığın yaptığı nakit işlemler neticesinde elinde bulunan işyerine ait 250 TL’yi iade etmeyip uhdesinde tutarak haksız yarar sağladığı, bu suretle dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;

1)Sanık hakkında şikayetçi Oktay’a karşı dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
2)Sanık hakkında şikayetçi Mehmet’e karşı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığın aşamalardaki kendisinde kalan parayı işyerine tam olarak teslim ettiğine dair savunması ve tanık …’nın savcılıkta alınan ifadesinde kendisi marketteyken sanığın yanına gelerek işten ayrıldığını söyleyip üzerindeki bütün parayı kendisine bırakarak çıktığını belirtmesi karşısında, gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; söz konusu işyerinde sanığın nakit tahsilat işlemi yaptığı istasyonların öncelikle tespiti mümkün ise bunların belirlenmesi, belirlenen numaralı istasyonlardan toplam nakit tahsilat miktarının ve sanığın uhdesinde kaldığı iddia ve kabul edilen miktarın ortaya çıkarılması, gerekirse katılan şirket tarafından sunulacak dayanak belgelerle birlikte dosyanın bilirkişiye tevdii sağlanıp, suç tarihi itibariyle işyerinin kasasında ve hesaplarında bulunması gereken paranın ne kadar olduğu, eksik olduğu iddia olunan para olup olmadığı, eksik ise miktarının ne kadar olduğu, bu paranın işyeri kayıtlarına girişinin yapılıp yapılmadığı, söz konusu paranın sanığın uhdesinde bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise zarar miktarının ne kadar olduğu hususlarında ayrıntılı ve denetime elverişli bir rapor alınmasından sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca dolandırıcılık suçu açısından sair hususlar incelenmeksizin, hükümlerin BOZULMASINA, 28.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.