YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/5076
KARAR NO : 2019/1767
KARAR TARİHİ : 06.03.2019
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli hırsızlık
HÜKÜM : TCK’nın 142/2-e ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın nitelikli hırsızlık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
10.06.1942 gün 26-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09.05.2017 tarih ve 2014/469 Esas, 2017/260 Karar sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, merci tayini kararları kesin olup, görev konusunun tekrar değerlendirme konusu yapılamayacağı, somut olaya ilişkin yapılan yargılama sırasında da, Şişli 13. Asliye Ceza Mahkemesi ile İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi arasında çıkan görev uyuşmazlığı sonucunda, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 01/04/2011 tarih ve 2011/120 Esas ve 2011/2620 Karar sayılı ilamıyla görevli mahkemeyi kesin olarak belirlediği anlaşılmakla, bu kapsamda yapılan incelemede;
Sanığın, Esin Ergen isimli şahsın MSN adresinin şifresini kırması şeklindeki eyleminden dolayı TCK’nın 244/2. maddesinde düzenlenen bilişim suçundan zamanaşımı süresi içinde dava açılması mümkün görülmüştür.
Sanığın, katılanın arkadaşı olan…’e ait …@hotmail.com adresinin şifresini kırarak katılanla iletişime geçtiği ve katılana ait internet bankacılığı hesap bilgilerini, şifresini ve cep telefonuna gelen tek kullanımlık şifreyi de öğrenmek suretiyle katılanın hesabındaki 2.260 TL’yi kendi hesabına havale ettiği şeklindeki olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın atılı suçu işlemediğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, katılanın arkadaşının msn hesabının şifresini kırarak iletişime geçtiği katılanı hileli hareketlerle aldatmak suretiyle menfaat temin etmesi şeklindeki eyleminin, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 06/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.