Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/4396 E. 2019/1686 K. 05.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4396
KARAR NO : 2019/1686
KARAR TARİHİ : 05.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62, 52/2, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, şikayetçinin şirketinde servis şoförü olarak işe başladığı, bu kapsamda kendisine … plakalı aracın kendisine teslim edildiği,sanığın olay tarihinde aracı alarak işe dönmediği, sonrasında 07/08/2011 tarihinde aracın ruhsattaki bir sebepten dolayı bağlanarak otoparka çekildiği, ancak sanığın bu durumu da şikayetçiye bildirmeyerek atılı suçu işlediğinin iddia olunduğu olayda;
Türk Medeni Kanun’un 950. maddesine göre; alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibariyle bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği, zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılacağı, alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olacağının hüküm altına alındığı, somut olayda ise; sanığın iki aydır maaşını alamadığı için aracı götürdüğünü belirtmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti ve sanığın suç kastının olup olmadığının belirlenmesi amacıyla, sanığın şikayetçiye ait şirkette ne zaman çalışmaya başladığının, alacağının olup olmadığının, varsa ne kadar olduğunun tespiti ile ilgili belgelerin dosyaya konulması, bütün delillerin toplanması sonucu gerekirse dosyanın bilirkişiye tevdiinin sağlanarak, sanığın suç tarihi itibariyle şikayetçiye ait şirketten alacağı olup olmadığı hususunda rapor alınması, sonucuna göre suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de; hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,

Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 05/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.