YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4246
KARAR NO : 2019/5148
KARAR TARİHİ : 08.05.2019
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik,nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümleri Katılan … ve katılan Yapı Kredi Bankası A.Ş tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın inşaat yapıp sattığı, suç tarihinde Mamak Tapu Sicil Müdürlüğünün … Ada ve parselde yaptırmakta olduğu ev inşaatının 6 nolu bağımsız bölümünün toplam 65.000 TL karşılığında aralarında sözleşme yapmak suretiyle katılan … ve eşi …’e sattığı, 30.000 TL’sini peşin aldığı, geri kalan miktar içinse bono düzenledikleri ancak bonoyu katılan … okuma, yazması olmadığını, imza atamayacağını söylemiş olmasına rağmen sanığın bonoların altına bu katılanın elinden tutarak imza attırdığı, dolayısıyla bonoların altındaki imzaların katılan …’e ait samimi imzalar olmadığı, sanık ile katılan … arasında …. Noterliği nezdinde 27/01/2009 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin imzalandığı, buna rağmen daha sonra sanığın bu bağımsız bölümü 12/02/2009’da … adlı şahsa sattığı ve …’ün kefil olarak gösterildiği bonoların sanık tarafından piyasaya sürüldüğü, sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Katılan Yapı Kredi Bankası A.Ş’nin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından doğrudan doğruya zarar görmeyen Yapı Kredi Bankası A.Ş’nin kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı gibi usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceği cihetiyle, mevcut temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Katılan …’ün nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanığın atılı sahtecilik suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli delil elde edilemediği, sanık tarafından piyasaya sürülen bonoların katılan … tarafından imzalandığı, ayrıca dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış ise de; katılan ile sanık arasındaki ilişkinin özel hukuk ilişkisi niteliğinde olduğu taahhüdü yerine getirmeme eyleminde dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşamayacağı ve taraflar arasında ki ihtilafın hukuki mahiyette olduğu gerekçelerine dayanan mahkemenin beraat yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup,atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun sübut bulduğuna ilişkin tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, katılanın temyiz itirazlarının reddiyle beraat hükümlerinin ONANMASINA, 07/05/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmünün onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne katılıyorum, ancak nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmünün onanmasına dair görüşün isabetli olmadığını düşünüyorum.
Şöyle ki;
Müteahhit olan sanığın, arsa sahipleri ile yapmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, … ada 9 parsel 54/881 arsa paylı yerde bulunan ve 06.08.2008 tarihinde kat irtifakı kurulu olan yerdeki kendi hissesine düşen (1) numaralı kat (6) numaralı bağımsız bölümü, Ankara …. Noterliğince hazırlanan 27/01/2009 tarih ve … yevmiye numaralı “Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi” ile katılan … ve eşi diğer katılan … satıp karşılığında parasının bir kısmını peşin alıp kalan kısmı için bonolar düzenlendiği ancak, sanığın suça konu bağımsız bölümü katılana sattıktan sonra 12.02.2009 gün ve 2705 sayılı resmi senetle üçüncü bir kişi olan …’a satıp taşınmazı bu kişiye devrettiği,
Sanığın aşamalardaki tüm beyanlarında katılanlara daire satıp parasının bir kısmını peşin aldığını kabul etmesine rağmen, bu daireyi 3. kişiye sattığı, ayrıca dairenin teslim edilmemesinden dolayı bonoların karşılıksız kaldığını bildiği halde,teslim edilmeyen daireye karşılık katılanlardan aldığı senetleri ciro yoluyla devredip katılanlar hakkında icra takibi yapılmasından dolayı mağduriyete neden olduğu gibi, yargılama süresi boyunca katılanları oyalayıp daire satışı için peşin aldığı parayı da iade etmediğinin anlaşıldığı,
Bu bakımdan; sanığın, hileli söz ve davranışlarla katılandan parasını alıp ona devretmesi gereken daireyi başkasına satmak ve suça konu bağımsız bölüm üzerinde herhangi bir mülkiyet iddiasını engellemek suretiyle haksız menfaat temin etttiği, böylelikle 5237 sayılı TCK.nın 158/1-h maddesinde tarif edilen nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu gözetilmeden, taraflar arasındaki ihtilafın hukuki mahiyette olduğu gerekçesiyle mahkemece verilen beraat kararının onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.