Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/4034 E. 2019/4315 K. 29.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4034
KARAR NO : 2019/4315
KARAR TARİHİ : 29.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
MÜŞTEKİ : … A.Ş.
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Denizbank’a yönelik nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan; TCK.nın 158/1-j, 35/2, 62, 53 ve CMK’nun 231. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
2-Denizbank’a yönelik özel belgede sahtecilik suçundan; TCK.nın 207/1, 62/1, 53 ve CMK’nun 231. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
3- …’na yönelik özel belgede sahtecilik suçundan; TCK.nın 207/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
4-…’na yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK.nın 158/1-j, 62/1, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
5-Resmi belgede sahtecilik suçundan; beraat

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve müşteki … vekili tarafından, resmi belgede sahtecilik suçundan beraat hükmü müşteki … vekili tarafından, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve özel belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın 17/01/2012 tarihinde müşteki …’ün kimlik bilgilerine ait, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan nüfus cüzdanını kullanarak, …/ Halkalı Cad. Şube ve katılan …/ Cennet Mah. Şubesi’ne bireysel kredi talebinde bulunduğu, müşteki …’ndan bu talebinin kabulü ile 6.000TL kredi kullandığı, katılan … çalışanının kimliği istediğinde, sanığın, kimlik getirmek için dışarı çıktığı ve geri dönmediği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1-Sanık hakkında katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçu ile özel belgede sahtecilik suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin kararlarına karşı aynı Kanun’un 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından, 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçelesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE,
2-Müşteki Türkiye Ekonomi Bankası vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kovuşturma evresinde yöntemine uygun biçimde 07/11/2012 tarihinde davetiye tebliğ olunmak suretiyle duruşmadan haberdar edilmesine karşın duruşmaya katılmayan, 5271 sayılı CMK’nın 238. maddesi uyarınca, davaya katılma isteminde bulunmayan ve katılan sıfatını almayan müşteki … vekilinin hükümleri temyiz yetkisi bulunmadığından, temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
3-Sanık hakkında müşteki …’na yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiş olup, bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde, nitelikli dolandırıcılık suçunun mağdurunun banka olduğu, bankanın farklı şubelerinden kredi çekilmesi durumunda eylemin tek bir mağdura karşı işlenmiş kabul edileceği dikkate alınarak, sanığın, katılan…sahte kimliğini kullanarak 17.05.2012 tarihinde …/Bağcılar Şubesi’nden 6.000 TL. kredi kullandığı iddiası ile Bakırköy 16.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/571 Esas, 2013/91 Karar sayılı dosyasının bu dava dosyası ile birleştirildiği, ancak; birleşen dava dosyasında sanık hakkında hüküm kurulması sehven unutulduğu, konu ile ilgili tutulan 10.04.2013 tarihli tutanakta eylem ile ilgili olarak dava dosyasının ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, ayrıca sanık hakkında katılan… sahte kimliği ile 19.01.2012 tarihinde Türk Ekonomi Bankası/Bayrampaşa Şubesi’nden 7500 TL’lik, 17.04.2012 tarihinde katılan… sahte kimliğini ile Türk Ekonomi Bankası/Aksaray Ordu Caddesi Şubesi’nden 5.700 TL kredi kullandığı iddiası ile açılan davada İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17/03/2014 tarih ve 2012/295 E., 2014/99 K., sayılı dosyası ile TCK’nın 158/1-j-son,43 maddeleri uyarınca mahkumiyet hükümlerinin verildiği, söz konusu eylemlerin aynı bankanın farklı şubelerine yönelik gerçekleştirildiğinin iddia edildiği, bahsi geçen suçlarla temyiz incelemesine konu suç arasında hukuki kesintinin gerçekleşmediği, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun’un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlali ile haksız menfaat elde ederek zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ihtimalinin bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Sanığın … …, Aksaray Ordu Caddesi Şubeleri’ne yönelik eylemler nedeniyle; katılan…sahte kimliği ile 17.05.2012 tarihinde …/Bağcılar Şubesi’nden 6.000 TL. kredi kullandığı iddiasına yönelik olarak Bakırköy 16.Ağır Ceza Mahkemesi’nin ayrı bir esasa kaydedilen dava dosyası, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 17/03/2014 tarih ve 2012/295 E., 2014/99 K., mümkün ise dava dosyalarının birleştirilmesi, birleştirme mümkün değil ise dosya suretlerinin bu dava dosyasının içerisine alınması, söz konusu dava dosyalarındaki delillerin birlikte değerlendirilmesi, sonucuna göre, sanık hakkında TCK’nın 43 maddesi gereği zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı belirlenerek, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 29/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.