YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/38430
KARAR NO : 2021/6866
KARAR TARİHİ : 09.06.2021
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, … Medikal Hediyelik Eşya San. ve Tic. Ltd. Şirketine danışmanlık hizmeti verdiği, şirket ortaklarından tanık …’nin internet üzerinden mal satışı yapmak istediği ve bu konuda sanıktan şirketlerine yardımcı olmasını istediği, sanığın da müşteki şirket olan … Medya Elektronik Yayıncılık Ltd. Şirketi yetkililerini telefonla aradığı ve görüşme talebinin kabul edilmesi üzerine … Medya şirketinde reklam satış müdürü olan … ile biraraya geldiği, sanığın kendisini … Medikal Hediyelik Eşya San. ve Tic. Ltd. Şirketinin yetkilisi … olarak tanıttığı, yapılan görüşme sonucunda anlaşmanın sağlandığı ve sanığın … Medikal şirketi adına sözleşme yapma yetkisi olmadığı halde, 29/06/2012 tarihinde reklam ordinosu başlıklı sözleşmeyi … Medikal adına imzaladığı, sözleşme gereğince ödenmesi gereken parayı üç gün sonra çek ile yapacağını söylediği, bir kaç gün sonrada şikayete konu ve … Medikal adına … Bankası Rıhtım … Şubesinden alınan ve 13/09/2012 tarihinde … Medya Elektronik Yayıncılık Ltd. Şti lehine 30.000 TL bedelli olarak düzenlenen 0058249 seri numaralı çeki müşteki şirket yetkililerine verdiği, çekin tahsili için bankaya ibraz edildiğinde keşideci imzasının şirket adına çek düzenleme yetkisine sahip yetkiliye ait olmadığından ödenmediği, sanığın, imzaladığı sözleşmeden ve düzenlediği çekten … Medikal şirketi ortaklarının ve yetkilisinin bilgisinin olmadığının ortaya çıktığı, bu suretle üzerine atılı resmi ve özel belgede sahtecilik ile banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın savunması, katılan ve tanık beyanları, tutanaklar, banka yazıları, ticaret sicili ve noter belgeleri ile dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik mahkemece verilen mahkumiyet hükmü ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, sübuta, delillerin takdirine, vesaireye yönelik temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2)Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın savunması, katılan ve tanık beyanları, tutanaklar, banka yazıları, ticaret sicili ve noter belgeleri ile dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Taraflar arasında 29/06/2012 tarihinde düzenlenen sözleşme ve ekindeki iki adet 31/07/2012 tarihli fatura bedelli toplamının 29.088,94 TL olduğu, sözleşmede ise ödemelerin 30 gün vadeli 10.000, 60 gün vadeli 25.000 ve 40 gün vadeli 25.000 TL olarak gösterildiği, sanığın ve şikayetçi tarafın da ödenen 10.000 bedelli müşteri çeki ve 30.000 TL bedelli 2 adet çek aldıklarını söyledikleri anlaşıldığından, taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre haksız menfaat miktarının kesin olarak tespit edilmesinden sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde 30.000 TL üzerinden ve hatalı hesaplama yapılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 09/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.