Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/38179 E. 2019/3895 K. 17.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/38179
KARAR NO : 2019/3895
KARAR TARİHİ : 17.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs
HÜKÜM : 1-Sanık hakkında; TCK’nun 204/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Sanık hakkında; TCK’nun 158/1-f, 35/1, 62/1, 52/2-4, 53. ve CMK 326/son maddesi gereğince mahkumiyet

Resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından, sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık … Kartela Dekorasyon ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin … seri nolu çeki üzerinde Kartela Dekorasyon ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kaşesinin bulunduğu diğer kısımları boş olan fotokopi yolu ile tamamen sahte olarak oluşturulmuş çek yaprağı üzerine keşide tarihi “05.07.2008”, çek bedeli “16.000” TL, keşide yeri “Erenköy-İst.” ve hamiline şeklinde kendi el yazısı ile yazıp ve yanlış yazdığı kısmın üzerini çizip keşideci imzasına benzeterek paraf atmak suretiyle unsurları itibariyle resmi belge niteliğinde olan çeki tanzim edip tanık … aracılığıyla suç tarihi 06.05.2008 tarihinde tahsil amacıyla Garanti Bankası Bolu Şubesi’ne gönderdiği, tanık …’nın yanında arkadaşı … ile birlikte Garanti Bankası Bolu Şubesi’ne gidip 0453367 seri nolu sahte çeki ibraz ettiğinde bankaca çek üzerindeki hesap numarasının farklı olmasından dolayı sahte olduğu tespit edilerek ihbarda bulunduğunun iddia edildiği olayda;
1-Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede;
Sanığın aşamalardaki savunmasında; tanık …’den alacağı olduğunu, …’in eniştesinden hatır çeki alıp bunu kırdırıp kırdıramayacağını sorduğunu, çekin sağlam olduğunu, kırdırılması halinde kendisine olan borcunu ödeyeceğini söyleyerek suça konu çeki almak için İstanbul’a gittiğini, … ile buluştuğunda suça konu çeki kaşeli ve imzalı olarak verdiğini, çekin çalıntı olup olmadığını teyit etmek için …’in yanında bankayı aradığını ve görevli tarafından çekte sıkıntı olmadığını söylemesi üzerine çekin çalıntı olmadığına ikna olarak tanık…’ı arayarak tekrar çekin bilgilerini vererek araştırmasını istediğini,…ın da çekin sağlam olduğunu söylemesi üzerine çeki alıp Düzce’ye döndüğünü ve suç tarihi olan 06.05.2008’de Bolu’da … ile buluşmak üzere anlaştıklarını, suç tarihinde …’in gelmemesi üzerine telefon ettiğini, önce sen git ben gelirim dediğini sonra da çekte sorun yok parayı sen al benim gelmeme gerek yok dediğini, çekin üzerinde miktar yazmadığını, kendisine hatırlattığında ise “rakam belli sen 16.000,00 TL yaz, hiç bir sıkıntı yok, çekin sahibini arasalar bile telefona ablam veya eniştem çıkar rahat ol” dediğini, bunun üzerine çekin üzerindeki boşlukları doldurduğunu, keşide yeri olarak Erenköy İstanbul keşide tarihi olarak 05/07/2008 tarihini yazdığını, hamiline yazacağı yere 16.000,00 yazdığını, yaptığı yanlışlığı fark ederek tekrar Sezgin’i aradığında kendisine “on altı binin üzerine tek çizik at yanına paraf at, parafını çekteki imzaya benzet, bu bölüme hamiline yaz alt kısmada yazı ile 16.000,00 TL yaz” şeklinde kendisine talimat verdiğine ilişkin beyanı ve dosya kapsamından; suça konu çekin bankaya ibraz tarihinde keşideci şirket tarafından bankaya suça konu çekinde yer aldığı hesaba ait çeklerin kopyalanması ve üzerinde değişiklik yapılması nedeniyle çeklerin üzerine kayıp kodu konulması ve şirket onayı olmadan çeklerle ilgili işlem yapılmaması talimatı verildiği ve 30.06.2008 tarihinde ise keşideci şirket tarafından suça konu çekin kopyalandığı çek numarasına ait kayıp kodunun kaldırılması talimatının verildiği, verilen talimat gereği 453367 sayılı gerçek çek için sistemlerinde boş kaydına alınarak çekin ödendiğinin bildirildiğinin anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından; suç tarihinden 15 gün öncesi ve suç tarihinden 15 gün sonrasını kapsayacak şekilde HTS kayıtlarının (arama, aranma, mesaj, baz istasyonu vs) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan getirtilerek sanığın savunmalarında belirttiği gibi sanık ile … arasında telefon görüşmelerinin olup olmadığının, suça konu çekin sahibi Kartele Dekorasyon ve Teksil San. ve Tic A.Ş ile tanık … arasında bir bağlantı olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre sanığın resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin suç kastının bulunup bulunmadığının da karar yerinde tartışılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve 2008/250-13 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu; somut olayda, resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulurken, sabıkası bulunmayan sanık hakkında, katılanın suçun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zararından söz edilemeyeceği gözetilmeden hükmolunan hapis cezasının herhangi bir gerekçe gösterilmeden sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede;
Suça konu sahte çekin müşteki bankaya ibraz edildiği ve burada banka çalışanları tarafından yapılan denetim ile söz konusu çekin sahte olduğunun anlaşıldığı, sanığın bankanın denetim imkanını ortadan kaldıracak nitelikte hileli davranışın bulunmadığı dolayısıyla sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmediği anlaşılmakla; sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.