Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/37894 E. 2019/3180 K. 02.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/37894
KARAR NO : 2019/3180
KARAR TARİHİ : 02.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f, 52/2-4, 53/1-3, 204/1, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, gayrı resmi ortak olduğu katılana ait çeki ele geçirerek alacaklı kısmına kendi adını yazıp, 4.000 TL bedelli olarak tanzim ettikten sonra keşideci imzasını katılan yerine attığı ve …’den satın aldığı aracın borcunu ödemek amacıyla suça konu çeki verdiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1- 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesi gereğince nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, bankanın maddi varlığı olan çek yaprağının sahte olarak tanzim edilerek ticari alışveriş esnasında haksız menfaat temin etmek amacıyla kullanılması gerektiği, suçtan zarar gören kişinin çek yaprağı sahibi olan keşideci değil, sahte çeke güven duyarak mal teslimi yapan ve çekin sahte olması nedeniyle sattığı malın bedelini alamayan kişi olduğu, hilenin mal teslimi yapan kişiye yönelik olduğu ve dolandırıcılık suçunun da çekin verilerek malın teslim alınması anında oluştuğu, bu açıklama kapsamında her ne kadar iddianamede çek keşidecisi olan … şikayetçi olarak gösterilmiş ise de, suçtan zarar gördüğü iddia edilen ve 5271 sayılı CMK 237. maddesi gereğince hüküm verilinceye kadar her aşamada kamu davasına katılması mümkün bulunan kişinin … olması gerektiği anlaşılmakla, bu haliyle çek keşidecisine yönelik hileli bir davranış bulunmaması nedeniyle keşideci olan …’ya yönelik dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı gözetilmeksizin, sanık hakkında …’ya yönelik eylemi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Sanığın ifadesinde, çek sahibi olan … ile gayrı resmi ortak olduklarını, çek yaprağını kendisine …’nın verdiğini, kendisinin de çeki doldurarak …’den aldığı aracın borcuna karşılık olarak verdiğini ve çek bedelini bir hafta sonra … hesabına yatırdığını beyan ettiği, …’nın da Dairemiz bozma ilamı öncesinde Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/215 esas sayılı dosyasının 24/12/2009 tarihli duruşmasında, aracını sanığa emaneten verdiğini, bir süre sonra sanığın kendisini arayarak araçta çek koçanı bulduğunu, yapraklardan birini doldurarak borçlu olduğu bir şahsa verdiğini, borcunu ödeyerek çek yaprağını iade edeceğini söylediğini beyan etmesi ve bankaya ödemeden men talimatı vermemesi ile Türkiye İş Bankası’nın 15/02/2017 tarihli yazısında, … hesabına 22.09.2008 tariihnde 2.000 TL, 23.09.2008 tarihinde ise 500 TL para yatırılmış olması karşısında, ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçlardan beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Temyiz dışı sanık Bilal Gökçe’nin 24/12/2009 tarihli ifadesinde, sanığın çeki getirmeden 20 gün kadar önce kendisinden araç satın aldığını ve 6.000 TL değerinde senet verdiğini, bir ay sonra gelerek senedi alıp, 2.000 TL nakit ödeme yaparak kalan borcu için suça konu çeki verdiğini beyan etmesi karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 gün ve 6/8–69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı dikkate alınarak, sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat hükmü verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 02/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.