Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/3784 E. 2019/8641 K. 23.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3784
KARAR NO : 2019/8641
KARAR TARİHİ : 23.09.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK’nın 204/1, 62/1, 53/1-3, 158/1-d-h, 35, 62/1, 52/2-4, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık …’ın, …. Ticaret Limitet Şirketi’nin kurucusu ve müdürü olduğu, şirketin ticaret ünvanının 17/07/2007 tarihinde …. Sanayi Limited Şirketi olarak değiştirilmesine karar verildiği, bu hususun karar defterine şerh düşülerek 26/07/2007 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, sanık …’ın şirketi tanık …’ye 19/03/2008 tarihinde devrettiği, akabinde de aynı şirketin 08/08/2008 tarihinde Balıkesir ….. Noterliğinin sözleşmesi ile katılan … ve babası ….’e devredildiği, hem tanık …’ye devir sırasında hem de katılana devir sırasında bahsedilmeyen ve kayıtlarda yer almayan 05/07/2007 keşide tarihli 528.000 TL bedelli 10/03/2009 ödeme tarihli emre muharrer senedin şirket çalışanı olan ve şirket müdürü … tarafından Balıkesir ….. Noterliğinin 22/05/2006 tarih, 06043 sayılı vekaletnamesi ile yetkilendirilen sanık … tarafından düzenlenerek Çanakkale’de bulunan senet alacaklısı … isimli şahsa verildiği, senede değiştirilen şirket ismi olan …. Sanayi Limited Şirketi yazılarak bu ticaret ünvanına ilişkin kaşenin vurulduğu, oysa ki keşide tarihi olan 05/07/2007 tarihinde şirket isminin yukarıda izah edildiği gibi farklı olduğu, bu senedin 17/03/2009 tarihinde … isimli şahıs tarafından Çanakkale 1. İcra Dairesinin 2009/1910 esas sayılı dosyasında takibe konulduğu, şirketin Çanakkale İcra Hukuk Mahkemesi’ne imzaya itiraz davası açması üzerine yapılan yargılamada; sanık … tarafından …’nın adına verilmiş vekaletnamelerde açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmaması nedeniyle imzanın şirketi bağlamayacağına, bu nedenle takibin iptaline karar verildiği, bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
…’ya ait şirket defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde, …. Limited Şirketi ya da … adına herhangi bir cari ya da ticari hesaba rastlanmadığı ayrıca …. Limited Şirketi defterlerinde de suça konu senedin kayıtlı olmadığı hususlarının belirlendiği, değeri göz önüne alındığında bu miktarda senedi tanzim eden şirket ile lehtarı olan …’ya ait şirketlerin kayıtlarında yer almamasının ticari teamüllere aykırı, bu itibarla ” tacir ” kişiden beklenmedik bir davranış şekli olduğu ve şirketi devir alan üçüncü kişiler zararına olacak şekilde maddi menfaat elde edebilme saiki altında dolandırıcılık kastı ile tanzim edildiği anlaşılmakla, sanığın mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında, şirkette muhasebeci olarak çalıştığını ve sanık …’ın talimatı ile suça konu senedi tanzim ederek …’ya verdiğini beyan etmesi ve sanığın bu eylem nedeniyle herhangi bir menfaat temin ettiğine dair mahkumiyetine yeterli somut ve inandırıcı delil olmaması karşısında, üzerine atılı suçlardan beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 23/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.