Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/37709 E. 2018/610 K. 05.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/37709
KARAR NO : 2018/610
KARAR TARİHİ : 05.02.2018

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-i, 43, 52 ve 53. maddeleri uyarınca verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine yönelik yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesince verilen hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinde ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır” denilmesi ile aynı kanunun 294. maddesinde yer alan ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir” hükmü ve aynı kanunun 301. maddesinde belirtilen ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar” şeklinde düzenlemeler gözetilerek; sanığın üzerine atılı suçun sübut bulmadığına, eksik incelemeyle karar verildiğine ve gösterdiği hiçbir delile ilişkin araştırmaya gidilmediğine, tanıklarının da dinlenilmediğine, ayrıca lehine olan hükümler ile etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmadığına ilişkin temyiz taleplerinin bulunduğu belirlenerek ve hükmedilen ceza miktarı itibariyle sanığın duruşmalı inceleme talebinin 5271 sayılı CMK’nın 299. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Şikayetçilerden …’in işlemiş olduğu bir suçtan aldığı cezanın Yargıtay’ca onanarak kesinleşmesi ile birlikte infazına başlanılması üzerine, 19.01.2014 günü hükümlü …’in eşi şikayetçi … ile babası olan …’in tanıdıklarının tavsiyesiyle Silifke’de avukatlık yapan sanık …’ın bürosuna giderek …’in tahliye edilip edilemeyeceğini sordukları, sanığın da, şikayetçi … ve …’ye samimi olduğu hâkim ve savcı arkadaşlarının bulunduğunu, belirli miktar teminat yatırdıkları takdirde …’in serbest bırakılıp yeniden yargılanmasını sağlayabileceğini söylediği, hatta şikayetçilerin yanında telefonla bir kişiyi arayıp, telefonun hoparlör kısmını da açarak bu konuşmayı şikayetçilere de dinletmek suretiyle konuyu halledip halledemeyeceğini sorduğu, karşıdaki kişinin de halledebileceğini belirttiği, bunun üzerine şikayetçi …’nin, sanık avukata vekaletname verdiği, şikayetçi …’in de aynı gün sanığın talep ettiği teminat kabilinden 27.000,00 TL’yi vermiş olduğu banka hesabına yatırdığı, daha sonraki günlerde de teminatın sonuç ceza üzerinden belirlendiğini ve yurt dışı çıkış yasağı konulduğunu bunun kaldırılması için ayrıca teminat yatırılması gerektiği şeklindeki yalanlarla 22.01.2014 tarihinde 15.000,00 TL, 29.01.2014 günü 60.000,00 TL, 04.02.2014 tarihinde 50.000,00 ve 10.000,00 TL’nin kendi hesabına yatırılmasını sağladığı, ayrıca teminat için bu paraların yetmediğini eksik kalan kısmını kendi cebinden karşıladığını söyleyerek haricen peyderpey 5.000,00, 5.000,00 ve 20.000,00 TL daha aldığı, yatırılan paralardan 162.000,00 TL’sinin sanığın hesabına yatırıldığına dair banka dekontlarının temin edildiği; bu çerçevede sanığın, şikayetçi …’in yeniden yargılanması ve infazının durdurulmasına ilişkin Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesine dilekçeler sunduğu, mahkemece talebin reddedildiği ve Silifke Ağır Ceza Mahkemesince yapılan inceleme sonunda da, 1. Asliye Ceza Mahkemesi kararının yerinde görüldüğü, sanığın başkaca bir hukuki işlem yapmadığının iddia edildiği olayda; nitelikli dolandırıcılık suçundan ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu mahkumiyet hükmüne yönelik bölge adliye mahkemesince verilen istinaf isteminin esastan reddine dair kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle, 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan bölge adliye mahkemesi hükmüne yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA, 05.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.