Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/37174 E. 2020/12903 K. 23.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/37174
KARAR NO : 2020/12903
KARAR TARİHİ : 23.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık hakkında; Dolandırıcılık suçundan, TCK’nun 157/1, 52 , 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Özel belgede sahtecilik suçundan, TCK’nun 207/1, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından, sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın ve müştekinin Enessungur İnş. Elek. Gıda Tekstil Tur. San. ve Tic. Şirketinin hissedarı oldukları, olay tarihinde ticaret sicil gazetesinde müştekiye ait hisselerin sanığa devredildiğine dair ilanın yayınlandığı, bu ilana göre müştekinin hisselerinin devri konusunda alınan kararda müştekinin imzasının olduğunun belirtildiği ancak müştekinin hisselerini satmadığı ve devretmediği, şirket karar defterinde müşteki adına atılı bulunan imzanın müştekiye ait olmadığının tespit edildiği,bu suretle sanığın atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
1)Özel belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, müşteki beyanı,13.02.2012 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın atılı suçları işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan, sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafiinin, mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı, eksik delil ve inceleme ile hakkında hüküm tesis edildiği, bilirkişi raporunun hatalı olduğu, usul ve yasaya aykırı hükmün bozulmasına ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükümlerin ONANMASINA,
2)Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince yeni düzenlemeye göre uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 23.12.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

Karşı Oy;
Müştekinin vekili aracılığıyla sunduğu 15/06/2010 tarihli şikayet dilekçesi ve ekinde ibraz edilen 18/10/2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi örneği ile başlatılan soruşturma sonucu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21/09/2012 tarih ve 2010/29871 E sayılı iddianamesiyle aynen “… ticaret sicil gazetesinin 18/02/2010 tarihli 7504 sayılı nüshasının 32. sayfasında müştekiye ait hisselerin şüpheliye devredildiğine dair ilanın yayınlandığı ve bu ilana göre müştekinin hisselerinin devri konusunda alınan kararda müştekinin imzasının olduğunun belirtildiği ancak müştekinin hisselerini satmadığı ve devretmediği…” tesbiti ile sanığın TCK’nın 157/1 ve 207 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
Mahkemece yapılan yagrılama sonucu “…18/10/2010 tarih ve 7504 sayılı nüshasının 32. sayfasında müştekiye ait hisselerin sanığa devredildiğine dair ilanın yayınlanmasını sağladığı, bu suretle atılı … suçları işlediği…” kanaat ve değerlendirmesiyle sanığın mahkumiyetine dair hüküm kurulmuştur.
Şikayet dilekçesi ekinde de ibraz edilen, iddianame ve yerel mahkeme kararına dayanak Ticaret Sicil Gazetesinin 18/02/2010 tarih ve 7504 sayılı nüshasının 32. sayfasında yayınlanan bahse konu şirkete ait ortaklar kurulu kararı incelendiğinde; Nesim Sungur’a ait hisselerin Köksal Sungur’a devrine ilişkin olduğu, katılan tarafa ait herhangi bir hisse devri işleminin yer almadığı görülmektedir.
CMK’nın 225. maddesinin açık hükmü, yerel mahkemenin karar gerekçesi, dayanak Ticaret Sicil Gazetesinin 18/10/2010 tarihli, 7504 sayılı nüshasının 32. sayfasında yayınlanan bahse konu şirkete ait karar içeriği birlikte değerlendirildiğinde; şirket tüzüğü, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuatı uyarınca katılan tarafa ait olmayan bir hisse devri işlemi için hissedar sıfatını taşıması nedeniyle rıza beyanı gerekip gerekmediği hususunun araştırılıp sonucuna göre sanığın her iki suç yönünden kastının değerlendirilmesi gerektiği, yerel mahkemenin sahtecilik suçuna ait hükmünün de bozulması gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. …