Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/36838 E. 2018/1469 K. 28.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/36838
KARAR NO : 2018/1469
KARAR TARİHİ : 28.02.2018

MAHKEMESİ :Ağır ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli Dolandırııcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 52, 53/1-2-3 maddeleri gereğince mahkumiyet

Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümleri sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar … ve …’in katılana … plakalı araçlarını satma hususunda anlaşıp kaporo aldıkları, daha sonra iştirak halinde hareket ettikleri diğer sanık …’nun sanki diğer sanıklardan alacaklıymış gibi araç üzerinde İmamoğlu Sulh Hukuk mahkemesi aracılığı ile ihtiyati haciz kararı çıkarttığı, daha sonra bu kararla birlikte icra dairesine ve emniyet birimlerine başvurarak araç üzerine yakalama şerhi koydurduğu, bu esnada diğer sanıklar … ve …’in katılana araç üzerindeki haczi kaldırmaları gerektiğinden bahisle ödemeyi yapmasını aracın devrini, ondan sonra vereceklerini ifade ettikleri, katılanın da araç bedeli olan 26.000 TL’yi sanıklara verdiği, parayı alan sanıkların katılanın yanından uzaklaştıkları, diğer sanık …’un da polise ihbarda bulunarak aracın yakalanmasını sağladığı iddia ve kabul olunan olayda;
1- Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, katılan beyanları, ve dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın beraat hükmü kurulması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanıklar … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar savunması, katılan beyanları, ve dosya kapsamından sanıkların atılı suçu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar hakkında kurulan 05/06/2012 tarihli ilk hükme yönelik aleyhe temyiz bulunmadığı halde, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesine aykırı davranılıp, ceza miktarı itibariyle sanıkların kazanılmış hakkı gözetilmeyerek yazılı şekilde fazla ceza hükmolunmasına,
Kanuna aykırı olup , hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerekirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı madesinin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasına “Ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak gözetilerek, sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezasının infazının 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca 2 yıl hapis ve 13.000 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASI, 28/02/2018 tarihinde oybirlğiyle karar verildi.