Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/36376 E. 2018/9968 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/36376
KARAR NO : 2018/9968
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 39/c, 52, 53, 5275 sayılı yasanın 106/3. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Temyize gelmeyen sanık…. ’ın adına kayıtlı araç ile yanında dayısı olarak tanıttığı …. isimli şahısla birlikte katılanın yanına gittiği, katılanın oğlunun asker arkadaşının abisi Sebahattin Ulaş olarak tanıttığı, bu süre içerisinde dayısının…. de yaşadığını ve kendisini görmek için gideceğini söylediği, 2 gün kaldıktan sonra ayrıldığı, katılanı 4-5 gün sonra arayarak …. ‘de bulunan dayısına iki adet araç verildiğini bu araçlardan bir tanesini oğlu …. adına Türkiye’ye getirebileceklerini, aracın bedeli konusunda daha sonra anlaşabileceklerini söylediği katılanın da bu teklifi kabul ettiği, yaklaşık bir hafta sonrasında katılanı yeniden telefonla aradığı, otomobil ile gümrüğe geldiklerini ancak gümrükte işlemleri yapamadıklarını,…. ye yardım vergisi vermeleri gerektiğini bunun için oğlu …. in kimlik bilgileri ile 50.000 TL paraya ihtiyacı olduğunu söylediği, sanık …. ‘in bu telefon konuşmasından bir gün sonrasında yine…. plakalı araçla köye geldiği ve katılandan 50.000 TL nakit para ile oğlu …. ‘in kimlik bilgilerini alarak ayrıldığı, 3 gün sonrasında kendisini avukat … olarak tanıtarak katılanı yeniden telefonla aradığı, oğluna getirilen araç üzerine bloke konulduğunu bu nedenle 30.000 TL paraya daha ihtiyaç olduğunu söylediği, 4-5 gün sonrasında sanık İzzet’in yine katılanın ikamet ettiği köye geldiği, masraflarının da olacağını söyleyerek 40.000 TL para istediği, katılanın da istemiş olduğu parayı nakit olarak verdiği, takip eden tarihlerde sanık…. ile arkadaşı olan temyize gelmeyen sanık…. in telefonlarla arayarak araç için harç ve masraflar olduğunu beyan ederek paralar istedikleri, bu paraları ise sanık … ile temyize gelmeyen sanık … …. adına açılmış banka hesaplarına göndermesini söyledikleri, katılanın bildirilen banka hesaplarından sanık …’in hesabına değişik tarihlerde 1.300 TL, 2.800 TL, 2.000 TL ve 7.000 TL olmak üzere 4 ayrı işlem ile toplam 13.100 TL, sanık ……. ın banka hesabına ise 600 TL ve 1.800 TL olmak üzere toplam 2.400 TL para yatırdığı, sanıklar Özgür Tulay ve …’in banka hesaplarından çekmiş oldukları paraların bir kısmını sanık Muaz Erz’e elden verdikleri, bir kısmını ise posta havalesi ile gönderdikleri, bu şekilde sanığın temyize gelmeyen sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde katılanı 103.000.TL dolandırdıklarının iddia edildiği olayda; bozma üzerine taraflar arasında uzlaştırma sağlanamadığından, dosya kapsamında toplanan delillere göre baştan beri sanıklar İzzet ve Muaz ile eylem birliği içinde hareket ettiği belirlenemeyen sanık …’in hesap numaralarını kullandırmak suretiyle yardım eden sıfatıyla cezalandırılmasına ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-)Sanık müdafiinin, lehe hükümlerin uygulanması talebi ile ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nın 62, 51. ve CMK’nın 231/5. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağı hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
2-)Sanığa verilen gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında, uygulama madesinin gösterilmemesi ve TCK’nın 39. maddesiyle yapılan uygulama sırasında uygulama maddesinin “39/2-c” yerine “39/c” olarak yazılması,
3-)Sanığa verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda infaza ilişkin olduğu halde 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi gereği, ödenmeyen kısmın hapis cezasına çevrilip bir günü 2 saatten olmak üzere kamuya yararlı işte çalışmasına karar verileceğinin ihtarına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.