Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/35881 E. 2018/8885 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/35881
KARAR NO : 2018/8885
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK 157/1, 52, 53 maddeleri gereği mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Adana CBS Uzlaştırma Bürosuna 2017/135 numaralı 17/04/2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı tespit edilerek yapılan incelemede;
Sanığın dolandırıcılık yapma kararının icrası kapsamında olaydan 4-5 gün önce tanık … ’in yazıhanesini kiraladığı, olaydan bir gün önce de Bayram Ali’den depo kiraladığı ve katılanla iletişime geçtiği, katılanı arayarak zeytinyağı istediğini, katılanla sanığın buluştukları ve katılanın getirdiği numune yağı sanığın beğendiğini söylediği ve 17 kilogramlık olan 150 teneke zeytinyağı siparişi verdiği, bu yağların parası olan toplam 12.750 TL parayı Adana ilinde mal tesliminde ödeyeceğini söylediği, olay günü katılanın zeytinyağlarını alarak Adana’ya geldiği, sanıkla buluştuğu, zeytinyağını sanığın depoya koydukları ve parasının ödenmesi için sanığın yazıhanesine gittikleri, sanığın parayı almaya gidiyorum diyerek katılanı yazıhanede bırakıp oradan ayrıldığı ve bir daha da dönmediği, sanığın bu yolla katılanı dolandırdığı, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/1939 numaralı,18.04.2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre katılanın uzlaşmak istememesi nedeni ile uzlaşmanın sağlanamadığı iddia ve kabul olunan olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.10.2009 gün ve 8-124-224 sayılı kararında açıkça belirlendiği gibi temel cezanın belirlenmesinde hakim somut olayda, TCK’nın 61/1 maddesini göz önünde bulundurarak işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında temel cezayı belirlerken aynı yasanın 3/1. maddesi uyarınca hüküm ile işlenen fiil arasında “orantı” bulunmasını gözetmek durumundadır. Hakimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin yasal ve yeterli olması denetime izin verecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde kullanılan gerekçenin TCK’nun 61. maddesi anlamında yasal ve buna bağlı olarak alt sınırdan uzaklaşarak ceza tayin edilmesi doğru bir uygulama olarak kabul edilebilir ise de; suçun vasfı ve olayın mahiyeti gözetildiğinde, alt sınırı 1, üst sınırı 5 yıl olan atılı suçtan temel cezanın 5 yıl olarak belirlenmiş olması orantılılık ilkesi ile bağdaşmadığından takdir hakkının hak ve nesafet kuralları sınırlarını aşar şekilde kullanılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 04.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.