YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/35155
KARAR NO : 2018/1282
KARAR TARİHİ : 26.02.2018
Resmi belgede sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheliler … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04.01.2016 tarihli ve 2014/6022 soruşturma, 2016/104 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Konya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.03.2016 tarihli ve 2016/808 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 22.05.2017 gün ve 94660652-105-42-3882-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.06.2017 gün ve 2017/34497 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, müştekiler vekilinin, müşteki …’in eşi ve 2011 doğumlu oğlu …’in babası olan müteveffa … …’in 2013 yılında vefat etmesi üzerine, … …’ten kendilerine intikal eden taşınır ve taşınmaz mallar ve şirket işlerinin takibi için kayınbiraderi …’e vekaletname verdiği, şüpheli …’in de bu vekaletnameyi kötüye kullanarak şirket hisselerini babası diğer şüpheli …’e devrederek güveni kötüye kullandığı ve müteveffa … … tarafından imzalandığı iddia olunan 25/12/2012 tarihli bonoda sahtecilik yapıldığı iddiaları üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve merci Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğince itirazın reddine karar verilmiş ise de;
Müşteki … tarafından 26/07/2013 tarihinde Konya 8. Noterliğinde şüpheli …’e vekaletname verildiği, şüpheli …’in ise vekaletnamenin verildiği tarihten dört gün sonra bu vekaleti kötüye kullanarak müteveffadan müştekilere kalan … Tarım Hayvancılık Hizmet Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait 1.250.000,00 Türk Lirası bedelli 500 adet hisseyi babası olan diğer şüpheli …’e dosya içerisinde bulunan 30/07/2013 tarihli devir kararıyla devrettiği, müştekinin bu konuda rızasının alınmadığı ve devir konusunda bir mutabakatın olmadığı, bu durumun şüpheli …’ın alınan beyanında, “…şirketin bana devredileceği konusunda aramızda anlaşma olmadı, yalnızca devredip kurtulmak istedi…” şeklinde tevilli olarak ikrar edildiği, yine müteveffa tarafından düzenlendiği iddia olunan 25/12/2012 tanzim, 31/05/2013 ödeme tarihli 500.000,00 Türk Lirası bedelli senete ilişkin düzenlenen 25/06/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, özetle söz konusu senette üç farklı kalem kullanıldığı, önceden kurşun kalem kullanılarak bir kısmının düzenlendiği, miktarın yazı ile yazıldığı bölümde “beşyüzbin” yazısında “yüz” ibaresinde sıkışıklık, “bin” ibaresinde konum farklılığının mevcut olduğunun belirtildiği, dosya içerisinde bulunan grafoloji uzmanından alınan 12/02/2014 bilirkişi raporda ise, özetle bahse konu senette farklı kalemler kullanıldığı, “beşbin” yazısının arasına “yüz” eklenerek “beşyüzbin” olarak tahrifat yapıldığı, silinmeye çalışılmış yazı ve rakamlara ait harf ve rakam kalıntılarının bulunduğunun belirtildiği, yukarıda açıklanan gerekçelerle şüpheliler hakkındaki delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Konya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.03.2016 tarih ve 2016/808 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.