Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/34964 E. 2018/8145 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/34964
KARAR NO : 2018/8145
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Sanıklar M… hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden;beraat
2- Sanıklar …, … ve Z. hakkında;
a- Özel belgede sahtecilik suçu yönünden; beraat,
b- Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden; TCK’nın 158/1-d, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
c- Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden; TCK’nın 204/1,43/1,62,53. maddeleri gereğince mahkumiyet(sanıklar … ve Zeliha Nursel Efe için) TCK’nın 204/1,62,53, CMK’nın 231. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı(sanık … hakkında)

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar … ve …’ün beraatlerine ilişkin hükümler ile özel belgede sahtecilik suçu yönünden sanıklar …, … ve …’nin beraatlerine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından, nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar …, … ve …’nin mahkumiyetlerine ilişkin hükümler ile resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar … ve …’nin mahkumiyetlerine ilişkin hükümler ve sanık … hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar; katılan vekili, sanıklar … ve …’nin müdafi ve sanık … tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklardan … ile …’nin karı koca olup diğer sanık … ile akraba oldukları, fikir ve eylem birliği içerisinde sanıklardan Zeliha’nın imza ve temsile yetkili müdürü,’in ortak, sanık …’ın da yetkilisi olduğu Özel Sağlık Hizmetleri isimli şirketin hissedarlar tarafından 03.05.2010 tarihinde katılan …’a satılmasına rağmen bu şirket adına aralarında ticari alışveriş bulunmayan lehdarı sanık …’ın yönetim kurulu başkanı olduğu Klinik Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 500.000 USD bedelli senedin sanık …’e ciro yoluyla geçtiği ve sanık … tarafından ünvanı Mersin Özel Sağlık ismi olan şirket adına Ankara 19. İcra Müdürülüğünde icra takibi yapıldığı, yine aynı şekilde keşidecisi isimli şirket lehdarı Klinik Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 70.000 USD bedelli senet sanık …’e ciro edildiği ve sanık … tarafından katılanın yetkilisi olduğu şirket aleyhine İstanbul 2. İcra Müdürlüğünde icra takibi başlattığı, son olarak yine aynı şekilde Klinik Sağlık A.Ş. olan yetkilisi sanık … tarafından sanık …’ye ciro edilen bononun Üsküdar 6. İcra Müdürlüğü kanalıyla takibe konulduğu, sanıkların bu şekilde atılı suçları işledikleri iddia olunan olayda;
1- Sanık …’a atılı resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup, temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK’ nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2- Özel belgede sahtecilik suçu yönünden sanıklar …, … ve …’nin beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik yapılan incelemede;
Sanıkların savunmaları,katılan ve tanıkların beyanları, bilirkişi raporları, icra takip dosyaları ile tüm dosya kapsamında sanıklara atılı suç yönünden mahkemece verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin beraat hükümlerinin usul ve yasaya aykırı olduğuna dair temyiz itirazının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede;
Sanığın savunması, katılan ve tanıkların beyanları, bilirkişi raporları ile dosya kapsamından mahkemece sanık hakkında atılı suç yönünden verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsilik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin ve sanık …’in sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında hükmedilen hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken asgari hadden uzaklaşmak suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASI, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, adli para cezasına ilişkin sırasıyla ” 60 gün ” “50 gün”,ve “1000 TL” adli para cezası terimlerinin çıkarılarak yerine, sırasıyla ” 5 gün “, “4 gün” ve “ 80 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ve …’ün beraatlerine ilişkin hükümler ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar … ve …’nin mahkumiyetlerine ilişkin hükümlere yönelik yapılan incelemde;
a- Sanık … ve hakkında yapılan incelemede; sanıkların savunmaları,katılan ve tanıkların beyanları, bilirkişi raporları, icra takip dosyaları ile tüm dosya kapsamında sanık …’nin savunmasında sanık …’tan 200.000 dolar borcu olduğunu belirtmiş olmasına rağmen suça konu 500.000 dolar bedelli bonoyu alıp icra takibine koyması ile savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olması, yine sanık …’ın sanık …’a elden 70.000 dolar vermiş olduğunun delillendirilmemiş olması karşısında sanıkların birlikte hareket etmeleri nedeniyle mahkumiyetine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
b- Sanıklar Murat ve Zeliha Nursel hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçları yönünden yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanıklar Murat ve Zeliha’nın müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18/06/2013 gün ve 2012/15-1351 Esas ve 2013/328 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Somut olayda toplamda 1.170.000 Dolar bedelli suça konu bonoların olmayan borca yönelik düzenlenmiş olması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler somutlaştırılmadan ve bu kriterler esas alınmadan, hak ve nesafet kurallarına aykırı olarak hapis ve adli para cezalarının alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmeyerek yazılı şekilde eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanıklar Murat ve Zeliha’nın müdafinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 19/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.