Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/34724 E. 2019/3566 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/34724
KARAR NO : 2019/3566
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62, 52/2, 52/4, 51, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK’nın 207/1, 62, 51, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılana ait … Ltd.Şti.nde satış ve tahsilat elamanı olarak görev yaptığı dönemde, müşterilere satmış olduğu tekel ve içki ürünlerinin paralarını tahsil edip şirkete vermeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu, yine müşteriler … ve …’den tahsil etmiş olduğu paraları kendisine alıp, şirkete bu kişiler adına sahte olarak düzenlenmiş, tanzim ve ödeme tarihleri olmayan 1.000 ve 2.000 TL lik iki adet senet vermek suretiyle özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia olunduğu olayda;
1-Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Beyanlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediği anlaşıldığından mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,
2-Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın suça konu senetleri farklı tarihlerde düzenlediğine dair kesin deliller elde edilememiş olması nedeniyle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş olup, sanığın atılı suçu işlediği yönündeki kabulde isabetsizlik görülmemiş ise de; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, sahtecilik suçunun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceği hususu da göz önünde bulundurularak, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 18.09.2012 tarih ve 2012/2-168-1776 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; koşullu bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin objektif koşulların varlığı halinde, cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin olan, seçenek yaptırıma veya tedbire çevirme ya da erteleme hükümlerinden ve 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi halinde mahkemece değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle sabıka kaydı bulunmayan ve bir daha suç işlemeyeceği kanaatiyle cezası ertelenen sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan zarar karşılanmadığı gerekçesiyle CMK’nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.