Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2017/33602 E. 2018/8146 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/33602
KARAR NO : 2018/8146
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçları yönünden; Beraat
2-Sanık … hakkında;
a-TCK’nın 158/1-d, 62/1, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet,
b-TCK’nın 204/2, 204/3, 43/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
3-Sanık … hakkında;
a-TCK’nın 158/1-d, 62/1, 52/2-4, 53, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet,
b-TCK’nın 38. maddesi delaletiyle 204/2, 204/3, 43/1, 62/1, 53, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanık …’un beraatine ilişkin hükümler katılanlar vekili ile sanıklar … ve …’un mahkumiyetlerine ilişkin hükümler katılanlar vekili ve sanıklar … ve …’un müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklardan …’ın Etimesgut Tapu Sicil Müdürlüğü’nde suç tarihi itibariyle akitli ve akitsiz işlem yapma yetkisi olan kamu görevlisi sıfatı ile görev ifa ettiği, sanık … ile de uzun zamandır arkadaş olduğu, sanık …’ın ise emlakçı olarak çalıştığı, sanıklar Emrah ve Serkan’ın suç tarihi öncesinde maddi sıkıntıları olduğu ve bu sıkıntıdan kolaylıkla kurtulmayı düşündükleri, bu amaçla sanık …’ın kamu görevlisi olmasının da sağlayacağı kolaylıktan istifade ederek birlikte hareket ettikleri, bu çerçevede sahte bir satış sözleşmesi yaparak sanık …’ın üzerine başkasına ait herhangi bir gayrımenkul malı intikal ettirip onu da üçüncü kişilere satarak menfaat elde etmeyi kararlaştırdıkları, bu manada Etimesgut Bağlıca Mahallesi’nde katılan … İncesoy adına kayıtlı olan 46995 ada 5 parsel numaralı arsa vasıflı gayrımenkulün 19.01.2009 tarihinde 1278 yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile …’a satılmış gibi tamamen sahte bir satış sözleşmesi düzenlediği, daha sonra sanık …’a satılık arsa olduğunu söylediği ve Murat’ın da daha önceden arsa almak için kendisine başvuran katılanlar ile arsa sahibi gözüken sanık …’ı buluşturarak arsanın 600.000 TL bedelle satımı konusunda anlaşmaya aracılık ettiği, 03/11/2011 tarihinde tarafların tapu müdürlüğüne giderek söz konusu arsanın satış tescil işlemini gerçekleştirdikleri, bu şekilde sanıkların iştirak halinde atılı suçları işledikleri iddia olunan olayda;
1-Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçları yönünden verilen beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekili, sanıklar Serkan ve Emrah hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar Serkan ve Emrah’ın müdafileri ile sanık …’ın kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık … müdafi tarafından yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanıklar Emrah ve Serkan’ın ikrara yönelik savunmaları, sanık …’ın savunması, katılanlar ve tanıkların beyanları, bilirkişi raporları ile dosya kapsamından mahkemece sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçları yönünden verilen beraat hükümleri ile sanıklar Serkan ve Emrah’a atılı nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümleri ile sanık …’ın atılı kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğine dair mahkemece verieln mahkumiyet hüküm ve uygulamalarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin Murat hakkında verilen beraat hükümlerinin usul ve yasaya aykırı olduğuna atılı suçların sübut bulduğuna, diğer sanıkların cezalarının az olduğuna dair, sanık … müdafiinin alt sınırdan uzaklaşmayı haklı kılacak bir sebep olmadığına, eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna; sanık … müdafiinin, nitelikli dolandırıcılık suçuna iştirak etmediğine dair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu yönünden verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılanlar vekili ve sanık müdafi tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın ikrara yönelik savunması, katılanlar ve tanıkların beyanları, bilirkişi raporu ile dosya kapsamından mahkemece atılı suçun sübutuna dair verilen mahkumiyet hükmünde isabetsizlik görülmemiştir, ancak;
Her ne kadar Mahkeme kabulünde belirtmiş olduğu TCK’nın 38. maddesinde düzenlenen azmettirme, maddenin gerekçesinde “belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir.” şeklinde ifade edilmiştir. Madde gerekçesinde de çok açık bir şekilde ifade edildiği gibi, azmettirme, bir suç işleme konusunda henüz bir fikri olmayan, suç işlemeyi aklının köşesinden dahi geçirmeyen, suç işlemeye karar vermemiş bir kişinin, bir başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. Azmettiren, azmettirilen kişide suçun işlenmesi konusunda karar oluşturmalıdır. TCK’nın 39. maddesinde düzenlenen yardım etme ise “Bir suçun işlenmesine yardımda bulunma maddi ve manevi olmak üzere iki şekilde mümkündür. Manevi yardım, failin suç işleme doğrultusundaki kararını kuvvetlendirmekten, desteklemekten ibarettir. Bu kapsamdaki yardımı geniş yorumlamak gerekir. Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaat etmek, suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek de manevi yardımda bulunma halleri arasındadır. Maddi yardım da çok çeşitli hallerde görülebilir. TCK’nın 39. maddesinde, suçun işlenmesinde kullanılacak araçları temin etmek, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak maddi yardım arasında sayılabilir. Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamından sanık …’ın kamu görevlisi olup olayda kendisinin teklifi ile sanık …’ın suça dahil olduğu bu nedenle sanık …’ın azmettirme şeklinde iştirakinin bulunmayıp TCK’nın 39. maddesi gereğince yardım etme şeklinde iştirakinin bulunması karşısında sanığın TCK’nın 39. madde delaletiyle TCK’nın 204/2,204/3,43/1. maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekili ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 19/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.